Pazar, Mayıs 27, 2007

Anlıyorsun

kokusu mu sinmiş yastığına,uykuna gem vurmuş
arzusu mu dinmiş yokluğunda,gözlerine perde düşmüş
gizlice akan gözyaşında,yanakların suyunu çekmiş
şarkısı mı bitmiş kulaklarında,gece yarısını çoktan geçmiş

anlıyorsun
bitecek
gözlerin renkten düşecek
sancıların henüz bir bebek
gitgide büyüyecek
biliyorsun
bitecek
gözlerin yorgun düşecek
yalnızlık henüz bir bebek
günden güne büyüyecek

bir mavi bisiklet mi kalmış,çocukluk rüyasında
başka renk mi düşlemiş kalbi,kırmızı odasında..




Zakkum

Perşembe, Mayıs 10, 2007

Bahar..


DOĞUM
I.
Çiğ düştü göklerden
Ve bir bahar günü doğdun sen
Güvercinler geçti menekşelerden
Ve bir bahar günü doğdun sen
Kendi kendine ayna olan nergislerden
Leylakların gün doğuşu ürperişinden
Zambakların kıyı kıyı bakışından
Geldin sen
Ve rüzgarlar karları süpürdüğünde
Ve insanı çıldırtan kuş sesleri işitildiğinde
Birdenbire aydınlandı annenin yüzü
Ve bir bahar günü doğdun sen
İlkin horozların gözüne göründün
Dünyaya haber verdiler ötelerden
Baban yeni dönmüştü eve ıraklardan
Birden aydınlandı annenin yüzü
Ve bir bahar günü doğdun sen
Marta bakan biliyordu geleceğini
Nisana bakan görüyordu alaca renklerini
Kızıl ve yeşil seherini
Mayısa bakan buldu seni
Ve bir bahar günü doğdun sen
Sana Leyla dedim Suna dedim şiirlerde şarkılarda
Gerçek adın bir fısıltı gibi kaldı ağızlarda dudaklarda
Çatlar yüreğim bir nar gibi o sırrı anar da
Avunurum doğumundan gelen muştulu armağanlarla
Melekler gökten geldi armağanlarla
Ve bir bahar günü doğdun sen
Bir bahar günü doğdun sen
Baharın ta kendisi oldun sen
Şimdi her baharda doğan çocuklarla
Sen en aşılmaz boya tenlerinde saçlarında
Sen görünür görünmez ufuklarda
Karlar erir erir kaçar kaçar da
Gökler yağmur biçiminde güler ağlar ağlar da
Güneş öğünerek yansır yansır da sularda
Gelirsin her baharda
Bir diriliş gibi ölü dünyaya
Ölüler gölgenden ateş ala ala
Ekilip biçilip yankı yapa yapa
Yaz sıcaklığından arta arta
Birer birer çıktılar gönlümüzün aynasına tarlasına
Ki bir bahar günü doğdun sen
Güller dönüştüler yatak çarşaflarına
Leylaklar yaklaştılar korka korka
Nergisler benliğimizin ortasından baka
Gelip fon oldular insanın
Bir kere daha
Sende yeniden yaratılışına
Bir bahar hali yaratışına
Bir bahar günü doğdun sen
Baharın ta kendisi oldun sen
II.
Sonbahar benim ölümüm kırmızı kırmızı yanışım karaağaçlarda
Senin ak doğumunu daha çok ortaya koymak için
Toplayıp gelişim güzü bütün sarılarımla loşluklarımla
Çürüyen solan evrenin karşı koyuşu
Senin baharda doğusunun anısına
Ah o ne sıtmadır güneşteki sıtma baharda
Her an senin doğumun yaşamaktan gelen
Ve güzün güneşte bir kuruyuş bir dağılma
Benim ölümümden gelen haykırış ve ağlayışlarla
Bir ömür boyu oldum salt ölüm kemiği
Parlamak için senin doğumundan gelen fosforlarla
Eve girmekte geç kalan çocuklar görecektir geceleri
Aşk baharının sessiz direnişini yanıp duran ışıklarda
Yaz güneşi biriktirdi biriktirdi
Sonbahar yapraklarda delirdi
Kış derin çizgileriyle devrildi
Bahar gül tanklarıyla çiçek çağlayanlarıyla belirdi
Ve bir bahar günü doğdun sen
SEZAİ KARAKOÇ

var mısın,yok musun?



bir kez olsun gözlerine dilediğimce bakabilsem keşke.. anlar mıyım içindeki derin anlamları bilmiyorum sadece gözlerine bakmak istiyorum. gözlerine bakınca içimdekileride anlamlandırabilirim böylece..

hem çok yakın gibisin,gel desem gelecek kal desem kalacak gibi.. hemde çok uzak.. hiç sesimi duymayacak gibi..

artık duy beni!


seni istiyorum..

yanında olmak,sesini duymak ve gözlerine bakabilmek..

ne olur bişeyler söyle,ne olursa olsun!

var mısın,yok musun?

Cumartesi, Mayıs 05, 2007

Aynı anda oluyor bunlar..

Ne çok asfalt dökülse de yollara,bir kız düşer yine de kötü yola
biri sevgilisini düşünür hayatın anlamı gibi
genelevde bir adam genel bir kadına tüm cevaplar biraz da kendisine çıkıyorken "buraya nasıl düştün" diye sorar
meşhur ve yabancı isimli vitrinleri kapıcı kızları temizler geceleri
"böyle gelmiş,böyle gider" der biri
"takdir-i ilahi" leyerek kafasıyla onaylar onu bir diğeri
fakat asıl denge ise hep başka birileri..
birinin hayal gücü zengindir ama hiçtir,biri hayal kurmaya da adam tutar doğuştan zengindir
biri zayıf alırken matematik dersinde,ay sonunu hesaplar zayıf veren biri de
biri boş vakitlerinde su sporu yapar,birinin dolu vakitlerinde bile evi su basar
biri bir türlü anlam veremez bunca yıl bedavaya dünyanın enayi gibi dönüp durmasına..
birinin evine hırsız girer diğerininkine polis
biri çöpte ekmek ararken çöpten heykel yapar bir diğeri
biri bir lokantada asgari ücret kadar bahşiş bırakırken garsona
biri hapisten çıkar tam on sekiz yıl sonra
haberlere konu olsun diye kendini yakar bir diğeri
"herkes benim gibi olsa dünya cennet olurdu" diye düşünür bir diğeri
birinin doğumgünü olur şimdi birinin nikahı birinin sünnet düğünü
biri ölüm döşeğindeyken hamile kalır bir diğeri
biri akşamdan kalmadır akşamın haberi olmasa da o 'biri'nden
biri 'hayat pahalı' der günde yüz elli kişi ölürken
biri sur dibinde at keser,biri beyaz atlı prens bekler
kediden kokoreç yapar bir diğeri
fakirlik dünyada o kadar zengindir ki açlık ingilizceden bile en birinci lisandır
adları değişik olsa da hep aynı gün yaşanır sanki
biri hep geç kalıyorken erken gider hep başka biri
biri kaybediyorken kazanır hep bir diğeri
insan toprağa dönüşür,toprak çiçeğe
biri birine verir o çiçeği
sevişirler

hayat sürer gider böylece bildiği gibi..

Met-Üst