Bu sıralar...
Cumartesi, Aralık 19, 2009
nerelerde?
Bu sıralar...
Cumartesi, Aralık 05, 2009
Çarşamba, Aralık 02, 2009
geriye döndüm, baktım
I'm back!
Pazar, Kasım 15, 2009
ilk'lerden
Salı, Kasım 10, 2009
Aklında bulunsun
Pazartesi, Kasım 09, 2009
yaptım-yapmadım
memlekete gidip geldim, odamı değiştirdim, yeni filmler izledim, j.austen için ağladım, es'imle buluştum, kokoreçe doydum, kendimi birileriyle özdeşleştirdim.
şimdi yapmadıklarım;
yeni kitap almadım, hala internet bağlantımı limitsiz yapmadım, aşık olmadım, iş bulmadım, zayıflamadım, hikaye yazmadım, yorum yapmadım, kendimi yormadım.
Aralarda derelerde, bi tuhaf şekilde yaşayıp durdum işte
inatla gülümsedim bi de :)
Pazartesi, Ekim 19, 2009
.......
Cuma, Ekim 09, 2009
temizlik iyidir
Cumartesi, Eylül 26, 2009
Çarşamba, Temmuz 08, 2009
Salı, Haziran 30, 2009
Mezun Oldum!
Cuma, Haziran 26, 2009
Gün olur
Pazartesi, Haziran 22, 2009
Pazar, Haziran 21, 2009
Gerilim
notlar hala açıklanmadı. Yarın açıklanacak. Eğer kaldıysam dilekçe ver, sınava tekrar çalış, sınava gir, sonuç bekle derken benim gidişim uzayacak. Ki bunu hiç ama hiç istemiyorum. Vizeye çalışmazsan doğru düzgün böyle olur işte :/ Neyse artık olan olmuş. Yarın dananın kuyruğu kopuvercek :p
Yarın akşam mezuniyet gecemiz var. Sadece bizim sınıf olacak. Uzun kritikler sonucu elbisem hazır, saçım hazır, ayakkabı da hazır gibi..
Hava oldukça sıcak, evde zor duruluyo. Çalışanlar umarım klimalı ofislerde çalışıyolardır diğer türlüsü işkence olur.
Tekrar adaya gitmek istiyorum bi türlü olmadı. Tek başına çekilmez ada bile olsa.
Timbaland iyi adam, seviyorum ben şahsen..
Çarşamba, Haziran 17, 2009
Pazar, Haziran 14, 2009
Far More
or is it just the opposite?
i love you and i miss you
what else is there to say?
takes a hell of a lot more to complete this
far more, far more to recreate
far more, far more, far more, far more
far more, far more than we can take
when you decide how much time
do you let, do you let, do you let
do you let pass before?
these false starts, these small meals
they're for my, for my starving hands
just treading, just treading in shallow water
avoiding the drop, the drop in the ocean floor
far more, far more, far more, far more
far more, far more than we possess
how much, how much, how much
how much longer, girl? (boy)
how much longer do we need to wait?
for a moment when the blare of the TV subsides
and the song fills the air, playing every night
the change in the key feels like a change in the season
i pretend almost every, every other night
that this body in it' entirety
belongs to me every breath it comes and goes
it comes and goes all night
well, you can't dictate the way
the way i'm gonna feel no matter what
no matter what i'm forced to see
i'll be the one free of jealousy
far more, far more, far more, far more
far more, far more than we can take
so well, so well, so well rehearsed
i coordinated this kind of mess
i'll do it like, do it like, do it like, do it like
do it like, do it like, do it like, do it like
do it like we used to, like we used to do
i love you and i miss you
what else is there to say?
Cumartesi, Haziran 13, 2009
Son durum
Bi an önce kep töreni olsun, bitsin istiyorum. Çünkü resmi tatilim o zaman başlayacak. (fazla resmi kullandım, evet) Şimdiden aldı bizi bi telaş ne giycem, saçımı nasıl yapsam, nasıl olacak vs. Bugün okula gidip cüppemle kepimi aldım. Okulun logosunu cüppeye yerleştiricez diye baya kasmışlar şekli şemali değişmiş cüppenin. Ne ise artık..
Bugün bahar şenliği de vardı. Diğeri olmadı, bunu okulda yaptılar. Bugün kuzen 6 ile gittik okula. Sahneyi kuruyolardı ve fazlasıyla kalabalıktı. Görmek istediklerimi göremedim, hayır görsem ne yapacaktım bende bilmiyorum. Ama bi garipti bugün.
Bu hafta sınıfça veda gecemizi düzenliyoruz. Genel düşünce Taks.im de olması yönünde ama bakalım. Bu hafta annemle tören için elbise bakmaya, alışverişe gitmek var. Sonra pin'le bakınıcaz daha. Sonumuz hayır olsun :)
Şu sınavlardan geçmiş olıyım, lütfen!
Perşembe, Haziran 11, 2009
Cumartesi, Haziran 06, 2009
zımbırtı
final sınavları bir bir geçip gidiyo, zaman gibi!
media plan.lamadan tırsıyorum hafiften ama bi yandan "yaparım abi" diyorum.
bi yandan da "olmadı kalırım abi" diyorum.
böyle bu işler..
son 1 aydır tuhaf zamanlar yaşıyoruz ailecek, sıkıntı kankamız modunda..
bu aralar bi de mezuniyet olayı var. disco disco olmayacak. sevinmedim desem yalan söylerim, fasıl daha iyi bana.
dersten kalsakta kep törenine katılıyomuşuz, işte buna sevindim. what a wonderful world!
kitap okumuyorum, doğru düzgün ders çalışmıyorum (gibi geliyo bana), mis gibi uyuyamıyorum.
böyle geçip gidiyo şimdilik..
bugün sınav sonrası pikniğe gittik bizimkilerle. iyiydi. hani iyi derken vasatımsı idi.
jason mraz diye bi abi var, ben yeni tanıştım. süper bi abi kendisi. yani ben sevdim. bi de öyle tatlı "i'm yours" diyo ki insanın "gerçekten mi" diye sorası geliyo ya da bana öyle geliyo..
Pazartesi, Haziran 01, 2009
Cumartesi, Mayıs 23, 2009
Perşembe, Mayıs 21, 2009
Ada Turu
Sabah 8 de Kabataş'a gittiğimde farkettim ki sadece bize tatil olmadığı gibi adaya gitme planı yapan yalnız biz değiliz :) Çok kalabalıktı. Bana kalsa vazgeçerdim gitmekten :) neyse ki kalmadı :p
İlk vapura binemedik, ek sefer düzenlenmesi üzerine yola çıktık. Vapura güç bela bindik, oturacak yer bulma konusunda zaten umudumuz yoktu ama ayakta duracak yer bulmakta bile zorlanınca ben adada bisiklet kullanacak yer bulamamaktan korktum. Adaya indiğimizde bi nebze korktuğum başımıza geldi. Her yer insan, her yer fayton, her yer kalabalık idi. Hemen gidip bisikletlerimizi aldık ve ardından piknik yapılacak alana gittik adı dil burnuydu sanırım, emin değilim. Oturacak masa bulamadık koca alanda bizde yere kurulduk hemen. Kahvaltı bile yapmayan öğrenci milleti olarak ne var ne yok yedik. Sonrasında çekirdek çitle, dedikodu yap, müzik dinle derken kalkma vakti geldi. Bisikletlerle ada turuna devam ettik. Zaman zaman zorlansam da başarıyla turu tamamladım. Yaklaşık 12 yıldır bisiklet kullanmadığımı düşünecek olursam gayet başarılıydım. İnsan unutmuyomuş ama :)
Saat 5' te dönüş vapurumuza bindik, iskele çok kalabalık değildi meğer tüm kalabalık vapurun içindeymiş :) oturacak yer yoktu yine bizde merdiven basamaklarına oturduk. Hem eğlenceli, hem eziyetli bi gündü benim için :)
Canım çarşamba günümün boş olması sebebiyle ve tabii yorgunluk nedeniyle bi güzel uyudum. Sonradan farkettim baya bronzlaşmışım adada, kollar yarım kollu olarak :)
Can hocama projemi mail olarak gönderdim, mükemmel olmuş teşekkür ederim evladım demiş cevap olarak :) gel de böyle hocaları sevme..
Şimdilik bu kadar sanırım,
evet :)
Cuma, Mayıs 15, 2009
Yaşamın Anlamı 2
Hani çiçekler vardır - sanarsın, hep tomurcuk kalacaklar (öylesine uzun sürmüştür ki gelişmeleri, serpilmeleri, olgunlaşmaları) ; oysa gün gelir, inanamadığın bir hızla, pırıl pırıl açıverirler ya - işte, öyle : birdenbire geliverir yaşamının anlamı.
Yıllar sürer, çünkü, o küçücük tomurcuğun gelişmesi, sonra çiçeklenmesi; sonra olgunlaşması, meyveye duracak hale gelmesi. Yıllar ve yıllar...
Meyve, olgunluktan çürümeye geçiş olacaktır; ama yokluktan varlığa da...
Yaşamdan ölüme; ama bir o kadar da, ölümden yaşama...
Oruç Aruoba
Hani / 3.
Çarşamba, Mayıs 13, 2009
Ahh Bu BeN
Bi dolu şey var aklımda yine.. yapılması, söylenmesi, tamamlanması, bitirilmesi, konuşulması gereken bi sürü şey.. En azından birini bitireyim diyorum ama başlayamıyorum bi türlü. Mecburen birinden başlamak gerek diyip oturuyorum başına sonra bi bakıyorum alakasız şeylerle uğraşıyorum. Aslında kafa karıştıracak hiçbir şey yok ama bünyem müsait bu duruma :)
*Vize sonuçlarım gayet iyi, me.dya p.lanlama hariç pek tabii..
*Sürprizim süper oldu bizimkilere. Değişiklik iyidir ama süper değildir bunu bi güzel anlamam gerek :)
*Bazen kendime güvenmiyorum ama bi yandan da biliyorum ki yapamayacağım şey yok.
*Mezuniyet yaklaşıyor, gerilim artıyor :) Kıyafet bakmaya başlamadım daha.. relax, take it easy :p
*Bahar şenliğine gidip gitmemekte kararsızım. Teoman'a gideriz belki.
*İçinde bulunduğumuz durumlar çok kolay değişiyor ya da bana öyle geliyor bu ara..
*Aslında bugün kütüphaneye gitmem lazım idi fakat hiç içimden gelmedi. Yarın çok acı çekicem bunu biliyorum.
*Pazar günü geleneksel aile pikniğimiz var. Gitmek istiyorum bu pikniğe ilginç bi şekilde.
*Şafak Vakti'ni okuyorum, okuyo gibi yapıyorum, ara sıra bakıyorum. Yolda gidip gelirken okudum biraz ama devamı gelmedi henüz.
*Devrim Arabaları vizyona girdiğinde izleyememiştim ve cidden pişman olmuştum. Şansıma 1 mayısta tekrar vizyona girdi fakat ben hala gitmiş, görmüş değilim. Yarın acı içinde kıvranmam biterse gidip izliycem.
*Her yazıya bir foto koyan blog yazarlarını takdir ediyorum. Bende heves ediyorum sonra boşveriyorum derken zaman akıp gidiyo işte.
*Onu yapıyım, bunu da unutmıyım derken bi bakıyorum hiçbi şey yapmamışım. Bu durumu sevmiyorum.
*İnatla kola içiyorum. Çünkü seviyorum :)
*Bugünü bomboş geçirdim, iyi oldu gibi sanki.. Gidip biraz filmle doldurayım :)
*Sonra görüşürüz ;)
Perşembe, Mayıs 07, 2009
Cideyrum
Gitmek gerek bazen bu şehirden :)
Sonra görüşürüz ;)
6 Mayıs
Gömüldü gül ağacının altına
Ateşler yakıldı bunca yıl sonra bir daha
Tekrar yeşerdi umutlar hayatın inadına!
Bazen ne söylense sözcüklerin yetersiz kalacağı anlar vardır ya..
işte 'o' an..
Pazar, Nisan 26, 2009
Arkadaşım Badem Ağacı
ben insanların
seni kandırır havalar
beni sevdalar
bir ılıman hava esmeye görsün
düşünmeden gelecek karakış
açarsın çiçeklerini
bense hayra yorarım gördüğüm düşü
bir güler yüz, bir tatlı söz
açarım yüreğimi hemen
yemişe durmadan çarpar seni karayel
beni karasevda
hem de bilerek kandırıldığımızı
kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
koş desinler bize şaşkın
sonu gelmese de hiç bir aşkın
açalım yine de çiçeklerimizi
senden yanayım arkadaşım
havanı bulunca aç çiçeklerini
nasıl açıyorsam yüreğimi
belki bu kez kış olmaz
bakarsın sevdan düş olmaz
nasıl vermişsem kendimi son sevdama
vur kendini sen de bu güzel havaya
Aziz Nesin
Cuma, Nisan 24, 2009
Vize Biter, Ben Gider!
bi haftadır doğru düzgün uyuyamadım 23 Nisan gibi güzide bi günün vizelere denk gelmesi ayrı bi hoştu.
Med.ya planlama sınavı dışındakiler oldukça başarılıydı. Bekleyip görelim bakalım.
Bugün bahar şenliği programının belli olduğunu duyunca fark ettim, nisanın sonuna geldiğimizi de düşünecek olursak çok az bi vakit kaldı. Finaller ve ardından mezuniyet.. garip yahu.. ben daha devam ederim gibi geliyo :)
Bi haftadır müzik dinleyemedim. MaNga ile başlıyoruz. Şööyle bi göz atıp baktım, süpersonik bi albüm yapmışlar. Ben, bizzat, kendim çok beğendim :)
See you soon ;)
Cumartesi, Nisan 18, 2009
Son Vize ve Öncesi
bi kaç gün sonra
bu okuldan bir kez daha
çıkıp yine kendimi vuracağım yollara!
Evet, son vize dönemim pazartesi günü başlıyor. Bu defa tırsmıyorum, gelsin sınavlar bildiği gibi!
Malum bahar geldi, bir rahatlık bir kendini bırakma durumu mevcut ki bende bu kadar olur. Her gün bi diğer günden hareketli geçiyo ama şimdi hiç biri aklıma gelmiyor. Tüm hareket okulda gerçekleşiyo tabii..
Es'le bi öyleyiz bi böyle.. bazen kızıyorum ona beni anlamaya çalışmadığını düşünerekten ama elinden geleni yapıyo bunu da biliyorum.
Bazen kendimi çok saf hissediyorum hatta bildiğin mal diyelim ve bu bazen bu aralar yerini sık sık'a bırakıyo. Sinir oluyorum kendime dövebilsem iyi bi döverdim herhalde.. İnsanları kırmak istemedikçe daha beter olmak zorundalar mı? Ya da sadece kendisinin problem sahibi olduğunu sanan, hayatın acı sillesini yediğini düşünen insanlar beni bulmak zorundalar mı? var mı yani böyle bi mecburiyet?! sinir oluyorum bu insanlara ve mal gibi davrandığım için kendime..
Sakin kalmalı, takmamalı ve uzak durmalı!
Geçen hafta bir kez daha fark ettim verdiğim hiçbir karardan pişman değilim.
Geride bırakılanlara dönüp bakmadan ilerlemek gerek..
Cuma, Nisan 10, 2009
Gezgin
Okulun bize yaptığı bi kıyak sonucunda attık kendimizi Ortaköy'e, boğazın süper havasına.. Az gittik uz gittik, metrobüs çilesi çektik. Ortaköy'e kadar gidip kumpir yemeden olmaz diyerekten kumpirlerimizi yedik. Oturup boğazı seyreyledik. Üstün fotoğraf bilgimle fotoğraf çekmek istedim fakat makinem yanımda yoktu :(
Sonrasında kahve içelim, fal olayına girelim dendi ve girdik. Çok meraklı değilimdir aslında ama severim. Gelecekten haber var :p Aklımda kalsın, Mayıs'ı bekliyorum :)) Fal faslı iyiydi, falcıyla muhabbet daha iyiydi :) Genel olarak bildiğim, beklediğim şeyleri söyledi (sezgilerim kuvvetlidir :)) Sonrasında havanın güzel olmasını kutlayıp dolaşa dolaşa eve geldim. İhtiyacım olan buydu, iyi geldi.
Bugün de sokaklara atıp kendimi anket yapacağımdır insanlara
Akşamında Before Sunrise ve Before Sunset beklemektedir beni
Ne mutlu bana :)
ve şimdilik bu kadar galiba ;)
Çarşamba, Nisan 08, 2009
Nereye Gidiyorsun?
çocuk!
sil yüzünden tüm yalanlarını bu şehrin
topla kalbini cadde cadde, sokak sokak
kazı ayak izlerini birer birer gri kaldırımlarından
bakma yüzlerine hiç
görme onları
çocuk, bu kez ağlama
bu kez git..
gölgeni, ismini sil yavaş yavaş
giderken bu kentten tükür yüzüne yalnızlığının
kalbini, kendini sök yavaş yavaş
giderken bu kentten sakın ağlama
sus
unut!
ne yaptı sana
unut!
ne söyledi
unut!
ne varsa vazgeçtiğin
yüzünde korkularla
içinde çığlıklarla
kalbinde simsiyahlar
nereye gidiyorsun?
hep bu şarkılarla
kıymetsiz dualarla
utanmaz bir yağmurla
nereye gidiyorsun?
yolları, duvarları geç yavaş yavaş
giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını
ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş
giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının
ve unut, ne yaptı sana
unut, neler anlattı
unut, ne varsa vazgeçtiğin
yüzünde korkularla
içinde çığlıklarla
kalbinde simsiyahlar
nereye gidiyorsun?
hep bu şarkılarla
kıymetsiz dualarla
utanmaz bir yağmurla
nereye gidiyorsun?
hep bu şarkılarla
yüzünde korkularla
içinde simsiyahlar
nereye gidiyorsun?
bu sahte baharlarla,
kıymetsiz dualarla
utanmaz bir yağmurla
yine mi gidiyorsun?
çocuk!
her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği
ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı
çevir gökyüzüne başını
bakma arkana!
daha sert basa basa, daha güçlü!
anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla..
gitmek yenilmek değil kazanmak da!
gitmek gitmektir işte,
hepsi bu!
Nereye Gidiyorsun - Cem Adrian
Salı, Nisan 07, 2009
Pazartesi, Nisan 06, 2009
Kısa bi aradan sonra
Baharın gelir gibi yapıp vazgeçmesi çok etkiledi beni, hiçbi şey yapmak gelmiyo içimden. Bi blogcum olduğunu bile unuttum baharın ters hareketiyle..
Bunca zaman ne oldu, ne yaptım bunlara değinecek olursam çok büyük değişiklikler olmadığını söyleyebilirim. Ne sıkıcıyım yahu :)
- Dönem başında aldığım kararları uyguluyorum büyük bi özenle ve gayet başarılı ilerliyorum.
- Mabi dün görkemli bi törenle evlendi. Uzun zaman sonra bi düğüne gittim, çok eğlenceli ve güzeldi.
- Baya bi geriden geliyorum ama Alacakaranlık'ı yeni okuyorum. Kendimi 17 yaşında hissettim yeniden :)
- Haber Türk gazetesinde 'yaşamın riskleri' yazım yayınlandı aslında alıntı yaptığım bi yazıydı ama gazetede adresimi görmek garip bi şekilde mutlu etti beni :)
- Reklam Filmi'nin senaryosunu hala yazabilmiş değilim ama ekibi toparladık. Bu da bi gelişme :p
- Bahar alışverişimin büyük kısmını bitirdim, mutlu ve gururluyum :)
- Yarım kalan kitapların çoğunu bitirdim daha çok mutlu ve gururluyum :)
Şimdilik bu kadar gibi göründü gözüme..
Hasta la vista babe ;)
Pazar, Mart 22, 2009
Bazıları
Tek sıkıntısı;
rahat evinde sınava çalışmaması olan bi insan var bi yanda,
kardeşiyle kavga edip evden ayrılma yolları arayan bi insan diğer yanda,
yaşamak isteyipte ölmek üzere olan bi yanda,
her kötü şeyin başına geldiğini düşünüp ölmek isteyen diğer yanda,
umut arayan ama bulamayan bi yanda,
umudu olup yaşayamayan diğer yanda..
gerçek misin yalan mısın dünya?
Özetsel
- Tuhaf bi şekilde mutluyum bu gece. Hatta mutluluktan çok huzurluyum diyebilirim. Ne zamandır böyle hissetmemiştim. Bugün öğlen 12'de uyandım (güne güzel bi başlangıç :)) sonrasında kahvaltı, temizlik, toparlanma, geçmişi yad etme.. Akşam yemeği hazırlarken halam geldi, hep birlikte yedik yemeğimizi ve benim şahane pilavımı :) Çay içerken dayımla yengem geldiler. Akrabası bol bi gün :)
- Bugün film izlemeyi düşündüm bi ara sonra ne izleyeceğime karar veremedim ve vazgeçtim. Zaten geç başladım nasıl geçti zaman anlamadım. Pazartesi günü sınavımsımız var. Yarın ona çalışmam lazım :/ Gerçi geçen hafta can hocam saolsun aldım tam puanı :)
- Elimdeki kitabın bitmesine az kaldı. Uzun zaman sonra bi kitabı bitirebildim, mutluyum, gururluyum :) Geçen akşam Hasret'le Twilight'ı izledik. İyi, güzel, hoştu bence. Nette yapılan yorumlara baktım da kitabı çok beğenmişler bu nedenle kitaplarını okumaya karar verdim.
- Senaryomu hala yazabilmiş değilim hatta yaratıcı bi fikir bulabilmiş değilim :/ ama çalışıyorum :p
- Şimdilik bu kadar..
- Sonra görüşürüz ;)
*Elimin ayarı yok bugün :)
Cumartesi, Mart 21, 2009
Bugün burda Cumartesi
yoksa gelirdim
sensiz anlamsızlığımı anladım, dön v.s.
demek için
bugün burda cumartesi,
ben senin saçlarını,
suçlar bakışlarını,
geveze susuşlarını
bile özledim
ayrılık bu söyle sende farklı mı zaman?
aynı soğuk..
aynı hazan..
bugün orda da cumartesi mi
sen de beni,
'benim kadar' özledin mi,
aynalardan kaçarken özlenmeyi beklemek
ne kadar acı,
ne kadar komik..
ve bana ait değil mi?
gülme!
incinirim...
Perşembe, Mart 19, 2009
Love Hurts
and holding fast to truth
(i don't want to lose what I had as a boy)
my heart still has a beat
but love is now a feat
(as common as a cold day in LA)
sometimes when I'm alone, I wonder
is there a spell that I am under
keeping me from seeing the real thing?
love hurts
but sometimes it's a good hurt
and it feels like I'm alive
love sings,
when it transcends the bad things
have a heart and try me,
'cause without love I won't survive
i'm fettered and abused,
i stand naked and accused
(should i surface this one man submarine?)
i only want the truth
so tonight we drink to youth
(i'll never lose what I had as a boy)
sometimes when I'm alone I wonder
is there a spell that I am under
keeping me from seeing the real thing?
love hurts
but sometimes it's a good hurt
and it feels like I'm alive
love sings
when it transcends the bad things
have a heart and try me
'cause without love I won't survive
Çarşamba, Mart 18, 2009
Yaşamın Riskleri
Salı, Mart 17, 2009
Benden, Bizden
aslında anlatacağım çok şey yok, yazayım bunu dediğim bi şey yok, blogu açıp bakasım bile yok :/ yine kısır döngü içine girmiş gibiyim. Okula git-gel, ödev yap, afiş hazırla, müzik dinle..
Televizyon izlemedim ne zamandır ki reklamları izlemeyi severim. Bu sıradanlığın tek yararı sadece bende nüksetmemiş olması.. en azından bi grup arkadaşımla aynı durumdayım :p
Nihayet geçen hafta içinde The Curious Case of Benjamin Button'ı izlemiş bulunmaktayım. Zaten hastayım bi o kadar hassasım izledikçe ağladım, ağladıkça izledim filmi :) Şahsen ben kendim çok beğendim. Gayet etkileyiciydi. Arşivde bulunması gereken filmlerden..
Dün akşam Slumdog Millionaire'i izledim ve hayran kaldım. Aldığı tüm ödülleri kesinlikle hak ettiğine inanıyorum. Senaryo muhteşem, görüntüler süper, oyuncular harika. Çok beğendim. Bu aralar hassas olduğumdan mıdır bilemem bu filmi izlerken de ağladım :) Arşivde "mutlaka" bulunması gereken bi film..
Dün es'den Twilight'ı almıştım bu akşam da onu izliycez canımcımla. Az biraz baktım da kahramanımız hoşmuş, Allah sahibine bağışlasın :p
Bunlar dışında okulda bi dünya etkinlik var. Hatta etkinlikten başımızı alıp derse giremiyoruz desem yeridir. Bu kötü bi şey mi? Bence değil :) Bu hafta İletişim Günleri'miz var. Çok iyi olacak bu konferanslar.
Süper bi senaryo yazmam lazım en az Slumdog kadar :p
Şimdilik bu kadar, sonra görüşmek üzere ;)
Cumartesi, Mart 07, 2009
Stop Crying Your Heart Out
don't be scared
you'll never change what's been and gone
may your smile... shine on...
don't be scared
your destiny may keep you warm.
cos all of the stars are fading away
just try not to worry you'll see them some day
take what you need and be on your way
and stop crying your heart out
get up, come on...
why you scared
you'll never change what been and gone
cos all of the stars are fading away
just try not to worry you'll see them some day
take what you need and be on your way
and stop crying your heart out..
Perşembe, Mart 05, 2009
Bir Zamanlar..
kalabalıktan uzak, sadece birbirini tanıyan insanların yaşadığı küçük bir yerde, karlı bir gecede dünyaya geldim. Bugüne kadar doğum günüm etrafımda bir sürü insanla, kalabalık bir ortamda geçti. Sürpriz yapıldığı da oldu, planı benim yaptığım da.. Hatırladığım kadarıyla da birçoğuna mutlu hatta fazlasıyla umutlu girdim.
Bu sene durum farklı :) Kimseden bir şey beklemiyorum diyordum kendime ama kendimi kandırıyordum sanırım. Beklemişim, bunu şu saatte daha iyi anladım saf mıyım ne?
Es'cim doğum günümü hatırlamamış, sağolsun en azından okulda kutladı. Kavi'cim kutlamadı bile :) Aslında böyle özel gün olayına pek inanan biri değilim ama doğum günü özel gündür yahu. Bu sene bazıları için özel olmadığımı anladığım yıl olsun madem :)
Okuldan sonra kuzen 4'ün yanındaydım, bütün gün film izledik. En süper doğum günü :)
Dün akşam İstanbul Gösteri Merkezi'nde Troya'yı izledik; annem, canımcım, dayımlar, halamlar, kuzenler ve ben. Çok kalabalıktı, koltukları beğenmedim çok dardı ama gösteri muhteşemdi. Anadolu Ateşi'ni izlemediğime pişman oldum. Öncesinde yaşanan karmaşaya rağmen buluştuk ve çok eğlendik. Emeği geçen herkese teşekkürler burdan da :)
Doğum günüme dair küçük bir not daha; Yalçın aradı ve doğum günümü kutladı. Beklediğim insanların yapmadığını Yalçın yaptı. Vay be :)
Fazlasıyla karamsarım bugün. Daha iyimser bir günde görüşmek üzere ;)
Çarşamba, Şubat 25, 2009
Böyleyken böyle..
Kuzen 4' hafta sonu kolunu kırmış ben daha pazartesi öğrendim. Akşamında yanındaydım ama insanın elinden bi şey gelmemesi ne kötü :/ Bununla geçmiş gitmiş olsun. Bu duruma bağlı olarak aynı gün babaannem kalkmış, gelmiş memleketten. Pazartesi akşam gördüm babaannemi de. Özlüyo insan.. Yalnız şöyle bi durum var babaannem, benden genç duruyo maaşallah yahu, ciddi ciddi gençleşmiş. Bana dedi ki "omuzların çökmüş gördüm seni", ohoo dedim içimden :) Allah onlara sağlık versin. Başımızdan eksik etmesin. Amin :)
Haftanın ortasında soluklanmama olanak sağlayan biricik, bugünüme değinecek olursam ; bütün günü bi alışveriş merkezinde geçirmek zorunda kaldım. Benim için işkence gibi bi şeydi. Misafirimiz Senzi, bu gece ülkesine döneceği için bugünü boş geçirmektense alışveriş yapmayı istedi. Annemle ben düştük peşine. Bi ara kaybettik, sinir krizi geçirmemize ramak kalmıştı ki saolsun gördü bizi (Allah halimize acımış da olabilir :)) 1' de girdiğimiz alandan 7'de ancak ayrılabildik. Bi ara öyle bi uyku bastırdı ki uyusam ne süper olurdu :(
O kadar saat dolaşmanın sonucu olarak dünyaları yüklendik resmen. Nedir bu sürekli bi şeyler alma merakı? anlayan beri gelsin.. ben mi tuhafım acaba? gerçi ayakkabı konusunda bende az biraz aç gözlüyüm itiraf etmek gerekirse :/
Eve geldik, bavulları hazırladık maaile ve yolcu ettik kendisini. Bu arada Pazartesi gecesi Babam geldi :) gittiğini yazmış mıydım hatırlamıyorum ama gitmişti ve şimdi burda :) sabahları okula bırakıyo saolsun süper ötesi başlıyorum güne :)
Bugün o kadar dolaştık kendime hiçbi şey almadım, bu bi rekor :p kendime almaktansa arkadaşımın çocuğuna elbise aldım, o kadar şeker ki :) Arkadaşımın çocuğu demişken bu arkadaşım benim lise arkadaşım.. okuldan sonra evlendi ve çocuğu var, evet :/ ve evet ben hala okul, ders, sınav düşünüyorum :/ hayat ne tuhaf vapurlar filan!
Bizimkilerin sık sık kullandığı gibi ; böyleyken böyle işte :)
Şimdi gidip uyumalı, dinlenmeli, yarın okula gitmeli, biraz kitap okumalıyım. Sonra görüşürüz ;)
Cumartesi, Şubat 21, 2009
Yaşamın Anlamı
Senin beklemen : bir boşunalık duygusudur yalnızca; gerçekler içinde hayallerin; olup-bitenler içinde olamayacakların düşlenmesi - boyuna ve boşuna bir düşüş - oysa o, gelişmektedir. Sana doğru. Sen hiç bilmeden - beklerken, bilmeden.
Senin beklediğindir o; ama sen, bilmiyorsundur. Gelmeyeceğini sanarsın. Yıllar geçtikçe, hatta, hiç gelmeyeceğini bildiğini sanarsın - yıllar geçer, emin olduğunu da sanarsın, artık hiç gelmeyeceğinden.
Senin beklemen : hüzünlü ama dingin bir umutsuzluktur; bir an önce bitirip gitme isteği çökmüştür üzerine - hatta bitiremeyeceğini de bildiğin birçok şeye aldırmazca ve umarsızlıkla girişip, hepsini yarım bırakıp gitmek, bir ayartı kadar keskindir artık.
-Yaşamının anlamı bulunmamıştır, bulunamayacaktır - o, gelmeyecektir - ya; sonuçsuz bir son olarak, ölüm, gelebilir, artık, işte...
Oruç Aruoba
Hani / 2.
Cuma, Şubat 20, 2009
Her Şey Bende Gizli
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
*
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
*
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun"
Can Yücel
Perşembe, Şubat 19, 2009
Yalnız da ayağa kalkabilirim!
artık geri dönmeyecek
ayrılık bir şarkı
kimse dinlemeyecek
aşk eski bir palavra
artık burdan geçmeyecek
inanmak bir yol
kimse yürümeyecek
hayır istemem
bir başkasını
yalnız da
ayağa kalkabilirim
hayır dokunma
bir başkasına
tutunmadan da
ayağa kalkabilirim
Cem Adrian
Son Havadis
Bugüne değinecek olursam gayet başarılı bi gündü. Yaratıcılık dersinde bi çalışma yaptık, fazlasıyla eğlendim ben. Sonrasında mesleki ingilizce vardı. Geçen dönemden daha başarılı geçeceği kesin, hocayı sevdim :) Yarına sunum var, geçen dönem hazırladığımız projenin sunumu yarınmış çok zor görünmüyo gözüme ama bakalım :/
Aldığım kararları hayata geçiriyorum yavaştan. Derslerde not tutuyorum, ders notlarını alıyorum, derse katılıyorum, süperim yahu :)
Bunlar dışında iyiyim, hoşum, canım sıkılıyo ara ara, film izliyoruz Hasret'le, bi de Reklam Yazarlığı kitabımı okuyorum bu ara ama çok sıkıcı :/ bi de bol bol müzik dinliyorum.
Temayı bi süre daha kullanmaya karar verdim. Elalemin Akıllısı hocam ve Stickman sağolsunlar :)
Pazartesi, Şubat 16, 2009
Küçük Çaplı Değerlendirme
verdiğim kararların 3'ü tamamdır, kaldı 10! azı gitti çoğu kaldı, neyse ki acelem yok. Dün, babam sabah erkenden gitti. Kaldığı 15 gün boyunca süper vakit geçirdim aslında normalde de süper vakit geçirebilirim ama babam varken daha süper, daha rahat :) Allah onu bize bağışlasın.
Bugün okul resmi olarak başlamıştı ancak ek işim nedeniyle bankada görüşmem vardı ve itiraf ediyorum erken uyanmak zor geldi. O sebeple ilk günden ektim okulu ama yarın tüm hızımla gidicem.
Bu tatili harbiden iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum ben. İstediğim saatte yattım, istediğim saatte uyandım (bu benim için lüks :p) , izlemeyi istediğim filmleri izledim hatta küçük arşivime ekledim, bi dolu okumadığım kitabım olduğu için yeni kitap almadım ve mevcut kitapları okuyamadım henüz ama en zorunu bitirdim gerisi gelecektir, uzun zamandır beklediğim mp3 çalarıma kavuştum :) , istanbul'u izledim ailemle, kuzenlerimi sevdim bi kez daha, ne zamandır görüşmediğim lise arkadaşlarımla görüştüm telefonda da olsa, annemle alışveriş yaptım bolca, saçlarımı kestirdim biraz daha, kendi odama geçtim bi kez daha, ata demirer izledim ilk defa çok sevdim kendisini hatta :)
dönemi başarıyla tamamlamam sonucunda yaşadıklarımın bi kısmı bunlar.. kalan kısmı yaşayıp görelim :)
*Temayı değiştirdim ama içime sinmedi gibi :/
Pazartesi, Şubat 09, 2009
Yeni Dönem Kararları
özledim okulu yarın gidicem artık.. bu dönem staj günüm çarşamba, ben az ders olduğunu ve 2 gün staj olacağını düşünüyordum fakat ders programını gördüm ki bi dünya ders var..
Ben yine her tatil dönüşünde olduğu gibi kararlar aldım :) (yapamasamda karar alıyorum) Aldığım kararlar ise;
- Derslerde not tutucam
- Ders notlarını düzenliycem
- Ciddi ciddi ders çalışıcam
- Rusca öğrenicem
- İş bulucam
- Biriken tüm kitaplarımı okuycam
- Ersin'i düşünmüycem ve bi daha bahsetmiycem
- Yalçın'a bi daha selam bile vermiycem
- Kuzenlerle daha çok vakit geçiricem
- Çokca tiyatroya gidicem
- Azca televizyon izlicem
- Az biraz kilo vericem
- Okulda bol bol fotoğraf çekicem, çektiricem
Şimdilik kararlarım bunlar ve bu defa gerçekleşecek çoğu kararlıyım :)
Cuma, Ocak 30, 2009
Tatilizm
*Benim kısa süreli kafa dinleme tatili çoooktan hayal oldu ki artık ihtiyacım yok yeterince tatil yaptığımı hissediyorum (derslerden bunalınca hatırlıcam bu yazdıklarımı :)) benim tatilcik babamın gelmesi nedeniyle iptal olmuştu fakat canım babacım işinin uzaması nedeniyle önümüzdeki hafta gelecek kısmetse.. neyse babam gelsin de gerisi önemli değil şu an..
*Tatilde bol bol kitap okucam dedim ama elime almamla uyuyorum yaa ne tembelliktir bu :/
vaktim varken şunu yapiyim bunuda unutmiyim diyorum ama okul varken yaptığım planlar daha iyi işliyodu sanki ya da bana öyle geliyo, bilmiyorum..
*Bu tatilde yaptıklarıma gelince annem, canımcım ve naannem ile sinemaya gittik, Vali'yi izledik. Söyleyecek söz bulamıyorum bu film hakkında..gerçekleri izledik koskoca salonda sadece 10 kişi olarak.. Gidenler geri gelmiyor maalesef..
*Sinema dışında bi yere gitmedim diyebilirim. Karşıya gitme isteği yok hiç içimde bu defa, bacım çalıştığı için olsa gerek.. Çarşamba günü izinli bizde Taksim'de buluşalım dedik ama kesin değil..
*Kitap okuyamıyorum ama Uykusuz'u nedense(!) rahat rahat okuyabiliyorum yetenek bu bendeki:P Kitap okuyamıyorum derken bütün gün okumak gelmiyo içimden yalan yok ama gece uyumadan önce okuyorum hatta bi kitabım bitmek üzere :)
*Sınav sonuçları konusunda ise fazlasıyla sinirliyim son 1 dersin hocası hala vermemiş notları, ne biçim bi sorumsuzluktur bu yahu.. yani 2 gün beklersin 3 gün beklersin tamam da 1 haftadır eksik bizim notlar ve ortalamalar haliyle.. gıcık mıdır nedir.. aa verirse tüm sinirimi unutup favori hocam ilan edebilirim o ayrı :P
*Hasretle birlikte tatilde olmak ayrı bi zevk benim için bunu fark ettim bu tatilde.. gece daha doğrusu sabaha karşı uyuyoruz öğlen uyanıyoruz, kahvaltıydı, bişiler yapalımdı derken bi bakıyorum zaman geçmiş gitmiş.. iyi oluyo böyle paylaşmak :) bi de bugün benim ek iş nedeniyle bankaya gitmem gerekiyodu, bende hem hafiften yağmur yağıyo iyi olur hemde kilo veririm belki diyerekten yürüyerek gitmeye karar vermiştim fakat hiç içimden gelmiyordu ki gitmek canım benim saolsun yalnız bırakmadı beni :) birlikte gittik, bi güzel üşüdük, bankada işimizi halledemeden ve halledemeyeceğimizi bilemeden gergin gergin bekledik, sonra oturduk bi cafeye içimizi ısıttık birazcık ve eve geldik. İyi ki var yahu bebeğim benim :)
*İkinci dönem staj yapmamayı düşünüyorum. Böyle bi seçeneğim var büyük ihtimalle geçen sene yaptığım için.. bu dönem doğru düzgün bi şeyler öğrenebileceğim, öğrendiklerimi uygulayabileceğim bi ek iş bulmak istiyorum. Bizi teğet geçtiği söylenen krizde bu ne kadar mümkün bilemem ama umut dünyası işte :)
*İkinci dönem derslerin üstüne bi de tez yazma mevzusu var.. Korkuyorum anne :(
Şimdilik bu kadar, Pinhan dünyasından bildirdi :)
Sonra görüşmek üzere ;)
Salı, Ocak 27, 2009
Pazartesi, Ocak 26, 2009
Cumartesi, Ocak 24, 2009
Uğur Mumcu için
çok ağır bedeli var
ya parçası olacaksın alçaklığın
ya seni parçalarlar
oysa insan olmak
çoğalabilmektir başkalarıyla
insansın, birinin canı yanarken
seninde canın yanıyorsa
bir bombayla canına kıyılan
çoğalmasını bilen biriydi
daha az Uğur Mumcu'yduk dün
daha çok Uğur Mumcu'yuz şimdi.."
Ataol Behramoğlu
Cuma, Ocak 23, 2009
Tarifsiz
Aradığımın Ersin'le en ufak bi alakası olmaması ve Ersin'i görüp kalakalmak..
Cumartesi, Ocak 17, 2009
Karanfil
bir sessiz çığlık gibi
kırmızı, masum, narin
bu ürkek bu al duruş
söyle neden bu vazgeçiş
ne oldu ümitlerine
bu ne keder bu ne iç çekiş
sen ki özgürlük kadar güzelsin
sevgi kadar özgür
o güzel başını uzat göklere
gül güneşlere gül
kırılma, küsme sen yine bir şiir yaz
çok değil inan az kaldı az
bu kadar erken susma biraz bekle
ağlama, ağlama gül biraz
Söz: Sezen Aksu
Müzik: Sezen Aksu & Uzay Heparı
cok onceden Aşkın Nur Yengi'den dinlemistim son gunlerde Mustafa Ceceli yorumuyla dinliyoruz..
Çarşamba, Ocak 14, 2009
Özetle..
az once Seytan Marka Giyer izledim. Bi ara kitabi da vardi, okumamistim ama olsun. Bu filmi ikinci izleyisim, bugun okuldan geldikten sonra kucuk capli bi temizlik yaptim ve yatagima kurulup film izliyim dedim. Amelie, Gol Evi ve Seytan Marka Giyer arasinda kaldim. Gol Evi'ni daha once izlememis olmama ragmen pek icimden gelmedi izlemek.. oysa ki sandra bullock cok severim hatta keanu reeves'e biterim :P ama bu ikiliyi izlemek istemedim yinede.. film cok soguk gibi.. boyle soyleyince de tuhaf oldu ama oyle geldi bana. izledigim filmse ikinci kez izlememe ragmen sikmadi beni ya da ben ne izlesemde sikilmayacaktim zaten bilemiyorum :) kiyafetler icin izlenesi film..
*dun aksam calismaya calistigim fakat sinavin test olmasi nedeniyle cok da uzerinde durmadigim canim dersimin hocasi bize kucuk bi surpriz yapti sinavdan hemen once ve sinavin test degil klasik ve 2 sorudan ibaret oldugunu soyledi. Hakikaten gorulmeye degerdi sinifin hali :) bense sakinligimi korudum tuhaf bi sekilde ve sinavdan umutluyum hatta test olsa bu kadar umutlu olamazdim itiraf etmek gerekirse.. aslinda sinava calismanin, test icin calismak ya da klasik soru icin calismak diye ayrildigini sanmiyorum ama yinede test oldugunu bilince okusam yeter nasil olsa aklima gelir diye dusunuyorum benim gibi dusunen baska var midir bilmem.. Ders calismak da tuhaf bi kavram aslinda.. sadece sinav oncesi calismak hakkaten ders calismak midir? Ogrenmek amaci guduyo muyum ders calisirken? sanmiyorum.. ozellikle sevmedigim dersleri sadece ezberlemeye, testse gorunce aklima gelsin diye calisiyorum. egitim sisteminin abuklugu mudur bu :)
*yarinim, canim persembem tatil. koskoca 2 haftalik final donemindeki sinav olmadigi tek ve ilginc gun. cumartesi ve pazari saymazsak (ki zaten sayamam proje vardi haftasonuna yapmamiz icin) 2 hafta her gun sinav ol, son sinavdan once 1 gun bos biraksinlar. ilginc degil mi? yapin bitirin bi an once en sikisik zamanda vermedigin arayi son sinavdan oncede verme!
*yarin sinema hasretin okulunun olmasi sebebiyle iptal, haftasonu birlikte gidecekmisiz. bi de cuma gunu jim carrey'in yeni filmi yes man vizyona giriyor. iyi oldu bu final sonrasi :)
*su an evde yalnizim ve ilk defa muzik dinlemiyorum. az once yagmur basladi. yagmurun sesiyle tepemdeki saatin tik taklari var kulagimda..
*film izlemeden once msne girdim, maillere baktim, yine gordum onu ve yine konusmadim, o da benimle tabii, sonra kapattim msni, ve gozlerimi, bi sarki actim rastgele, ah bu sarkilarin gozu kor olsun dedi, emel sayin, ne alaka simdi dedim, kapattim muzigi.. sarkilardan fal tutma/niyet cekme islemlerine bi ben miyimdir inanan?
*ozlemek ne tuhaf.. eskiyi, yeniyi, susmayi, konusmayi, cocuklugu, anlatabilmeyi icindekini, gitmeyi, gormeyi, anayi, babayi, gulmeyi, huzur dolu olmayi, rahatca uyumayi, uzaktaysan gelmeyi, hayal kurmayi, kisiyi, nesneyi, dusunceyi, eylemi ozlemek ne tuhaf.. ozlemek ne tuhaf ama en cok eskiyi, yasanmis gunleri..
Salı, Ocak 13, 2009
Haydi Bakalim!
Ve bir yeni film daha var, gitmeyi istedigim. Vali Recep Yazicioglu'nun gorev aldigi son sehir Denizli'de basindan gecen olaylari anlatiyor. Bildigim kadariyla icerigi boyle.. Recep Yazicioglu'nun hayatini kaybettigi Denizli'de yasanan trafik kazasina da deginiyor film yine bildigim kadariyla.. En erken bu persembe en gec haftasonu gitmeyi planliyoruz annemle.
Bi suru bahaneyle okumayi erteledigim kitaplarimi da gozden gecirdim ve baslangici Richard Bach'in Sonsuza Uzanan Kopru kitabiyla yapmaya karar verdim :)
Birde artik daha olumlu olmaya ve hemen pes etmemeye de karar verdim. Mutlu olmak icin bu kadar sebep varken niye bizi mutsuz edeceklerle zaman harcariz ki? cevabini bende bilmiyorum :) olur oyle arada diyip geceyim..
Simdi gidip ders calismali, son sinavlari atlatmali, okulda bir donemi daha kapatmali ve kendimi tatile birakmaliyim :)
Cumartesi, Ocak 10, 2009
umut-suz
hukuk sinavini atlattim ama gercekten atlatabildim mi emin degilim, ruyamda bile hukuk hocasiyla ugrasiyorum yahu yuh artk :/
Hocamin teki de bi proje verdi mi sinavdan ayri olarak tam superler walla hayranlik uyandiracak derecede.. kac gundur ugras ugras bitmiyo da bi bunaldim ki bu kadar olur bu ara tek olumlu gelismemsi sey hukuk sinavindan sonra bitmis halde eve geldigimde annemle konustuk, sinavlardan sonra gitmek istedigimi soyledim herhngi bi yere neresi olursa.. simdilik bi kac secenek var ama karar vermis degilim ya yakin oldugu icin agva olucak ya tirilye ya da yurtdisi.. bu ara icimi biraz rahatlatan bisey varsa o da gidecek olmam herhalde. ne net istiyorum ne msn ne de insan.. kitap okuyabiliyim istiyorum rahat rahat.
gecenin bu saatinde oturmus butce hazirliyorum sacma sapan bi odev yuzunden ve canim fena halde sikkin umut istiyorum az da olsa yaa degistirsin bi seyleri icimdeki.. cok mu :(
Pazartesi, Ocak 05, 2009
Hicbi sey eskisi gibi olmaz
Bazen hayatin akisina kendimi kaptirip unutuyorum bazi seyleri ya da unuttugumu saniyorum sanirim.. tam varligi-yoklugu bir diyecekken hatirliyorum eskiyi.. nasil degistik bu kadar zamanda?
ozluyorum onu kendime acik acik soylemek zor ama.. o da ozluyo mu beni acaba dusunmeden edemiyorum..
eskisi gibi olabilmek mumkun olsa keske diyorum ya mumkun degil bunuda biliyorum.
zaman gecer ve silinir gider.. degil mi?
Cumartesi, Ocak 03, 2009
Elimde Değil
elimde değil
görür görmez deliren ihtiyaçlar
elimde değil
düşerken son bir kez yalana
benimsin benim
yalansan, yalanı severim
elimde değil
gitme n'olur, gitme itirazlar
elimde değil
yalnızım, yalnızız, yalnızlıklar
elimde değil
düşerken son bir kez yalana
benimsin benim
yalansan, yalanı severim
elimde değil
yüzü suyu hürmetine bi gel aşkın
içimde bir rüzgar essin
bu gece doldum bu gece taştım
adımı yüzüme söylersin
gel kollarına bi gel aşkın
içimde bir rüzgar essin
geceme doldun geceme taştın
güzelsin ah güzelsin
gözlerinden sızan karanlıklar
umurumda değil
ne şimdi
ne sonra
ne boşluklar
umrumda değil
düşerken son bir kez yalana
benimsin benim
yalansan yalanı severim,
elimde değil
yüzü suyu hürmetine bi gel aşkın
içimde bir rüzgar essin
bu gece doldum bu gece taştım
adımı yüzüme söylersin
gel kollarına bi gel aşkın
içimde bir rüzgar essin
geceme doldun geceme taştın
güzelsin ah güzelsin
gitme n'olur, gitme itirazlar
elimde değil
yalnızım, yalnızız, yalnızlıklar
elimde değil
düşerken son bir kez yalana
benimsin benim
yalansan, yalanı severim
dizime başını düşür uyu
saçlarım yüzünde gezsin
geceler uzun geceler boyu
ben yorgun sen güzelsin
dizime başını düşür uyu
korkular içimden aksın gitsin
geceler uzun geceler boyu
ben yorgun sen güzelsin
Vega