Cumartesi, Mayıs 23, 2009

sorun sen diilsin..


Erdil Yaşaroğlu

Perşembe, Mayıs 21, 2009

Ada Turu

Bu yıl 19 Mayıs'ı Büyükada'da kutladık. Favori 19 Mayıs'ımdı diyebilirim :) Malum mezun oluyoruz artık birlikte geçireceğimiz zaman kısıtlı. Bu nedenle salı günü adaya gitmeye karar verdik. Amaç bisiklet turu yapmaktı pek tabii.. yalnız biz o günün sadece bize değil tüm eğitim, öğretim hatta resmi kurumlara tatil olduğunu unutuvermişiz..

Sabah 8 de Kabataş'a gittiğimde farkettim ki sadece bize tatil olmadığı gibi adaya gitme planı yapan yalnız biz değiliz :) Çok kalabalıktı. Bana kalsa vazgeçerdim gitmekten :) neyse ki kalmadı :p

İlk vapura binemedik, ek sefer düzenlenmesi üzerine yola çıktık. Vapura güç bela bindik, oturacak yer bulma konusunda zaten umudumuz yoktu ama ayakta duracak yer bulmakta bile zorlanınca ben adada bisiklet kullanacak yer bulamamaktan korktum. Adaya indiğimizde bi nebze korktuğum başımıza geldi. Her yer insan, her yer fayton, her yer kalabalık idi. Hemen gidip bisikletlerimizi aldık ve ardından piknik yapılacak alana gittik adı dil burnuydu sanırım, emin değilim. Oturacak masa bulamadık koca alanda bizde yere kurulduk hemen. Kahvaltı bile yapmayan öğrenci milleti olarak ne var ne yok yedik. Sonrasında çekirdek çitle, dedikodu yap, müzik dinle derken kalkma vakti geldi. Bisikletlerle ada turuna devam ettik. Zaman zaman zorlansam da başarıyla turu tamamladım. Yaklaşık 12 yıldır bisiklet kullanmadığımı düşünecek olursam gayet başarılıydım. İnsan unutmuyomuş ama :)

Saat 5' te dönüş vapurumuza bindik, iskele çok kalabalık değildi meğer tüm kalabalık vapurun içindeymiş :) oturacak yer yoktu yine bizde merdiven basamaklarına oturduk. Hem eğlenceli, hem eziyetli bi gündü benim için :)

Canım çarşamba günümün boş olması sebebiyle ve tabii yorgunluk nedeniyle bi güzel uyudum. Sonradan farkettim baya bronzlaşmışım adada, kollar yarım kollu olarak :)

Can hocama projemi mail olarak gönderdim, mükemmel olmuş teşekkür ederim evladım demiş cevap olarak :) gel de böyle hocaları sevme..

Şimdilik bu kadar sanırım,
evet :)

Cuma, Mayıs 15, 2009

Yaşamın Anlamı 2


Hani çiçekler vardır - sanarsın, hep tomurcuk kalacaklar (öylesine uzun sürmüştür ki gelişmeleri, serpilmeleri, olgunlaşmaları) ; oysa gün gelir, inanamadığın bir hızla, pırıl pırıl açıverirler ya - işte, öyle : birdenbire geliverir yaşamının anlamı.

Yıllar sürer, çünkü, o küçücük tomurcuğun gelişmesi, sonra çiçeklenmesi; sonra olgunlaşması, meyveye duracak hale gelmesi. Yıllar ve yıllar...

Meyve, olgunluktan çürümeye geçiş olacaktır; ama yokluktan varlığa da...

Yaşamdan ölüme; ama bir o kadar da, ölümden yaşama...

Oruç Aruoba
Hani / 3.

Çarşamba, Mayıs 13, 2009

Ahh Bu BeN


Bi dolu şey var aklımda yine.. yapılması, söylenmesi, tamamlanması, bitirilmesi, konuşulması gereken bi sürü şey.. En azından birini bitireyim diyorum ama başlayamıyorum bi türlü. Mecburen birinden başlamak gerek diyip oturuyorum başına sonra bi bakıyorum alakasız şeylerle uğraşıyorum. Aslında kafa karıştıracak hiçbir şey yok ama bünyem müsait bu duruma :)



*Vize sonuçlarım gayet iyi, me.dya p.lanlama hariç pek tabii..

*Sürprizim süper oldu bizimkilere. Değişiklik iyidir ama süper değildir bunu bi güzel anlamam gerek :)

*Bazen kendime güvenmiyorum ama bi yandan da biliyorum ki yapamayacağım şey yok.

*Mezuniyet yaklaşıyor, gerilim artıyor :) Kıyafet bakmaya başlamadım daha.. relax, take it easy :p

*Bahar şenliğine gidip gitmemekte kararsızım. Teoman'a gideriz belki.

*İçinde bulunduğumuz durumlar çok kolay değişiyor ya da bana öyle geliyor bu ara..

*Aslında bugün kütüphaneye gitmem lazım idi fakat hiç içimden gelmedi. Yarın çok acı çekicem bunu biliyorum.

*Pazar günü geleneksel aile pikniğimiz var. Gitmek istiyorum bu pikniğe ilginç bi şekilde.

*Şafak Vakti'ni okuyorum, okuyo gibi yapıyorum, ara sıra bakıyorum. Yolda gidip gelirken okudum biraz ama devamı gelmedi henüz.

*Devrim Arabaları vizyona girdiğinde izleyememiştim ve cidden pişman olmuştum. Şansıma 1 mayısta tekrar vizyona girdi fakat ben hala gitmiş, görmüş değilim. Yarın acı içinde kıvranmam biterse gidip izliycem.

*Her yazıya bir foto koyan blog yazarlarını takdir ediyorum. Bende heves ediyorum sonra boşveriyorum derken zaman akıp gidiyo işte.

*Onu yapıyım, bunu da unutmıyım derken bi bakıyorum hiçbi şey yapmamışım. Bu durumu sevmiyorum.

*İnatla kola içiyorum. Çünkü seviyorum :)

*Bugünü bomboş geçirdim, iyi oldu gibi sanki.. Gidip biraz filmle doldurayım :)

*Sonra görüşürüz ;)

Perşembe, Mayıs 07, 2009

Cideyrum

İstenilen şeyi çok söyleyince gerçekleşirmiş derler ya bu defa doğruluğuna inandım :)

Anneler günü bahanesiyle babaannemi, büyükbabamı, anneannemi, dedemi görmeye gidiyorum. onlara sürpriz olacak bana değişiklik :)

Gitmek gerek bazen bu şehirden :)

Sonra görüşürüz ;)


6 Mayıs

Dilekler yazıldı, çizildi bi kağıda
Gömüldü gül ağacının altına
Ateşler yakıldı bunca yıl sonra bir daha
Tekrar yeşerdi umutlar hayatın inadına!

Bazen ne söylense sözcüklerin yetersiz kalacağı anlar vardır ya..
işte 'o' an..