Salı, Aralık 30, 2008

2008'in Son Gunu

Yarin finallerden onceki son dersler.. garip bi sekilde tirsiyorum sinavlarin yaklasmasindan.. aslinda garip degil hukuku duzeltmem gerektigi icin gerginim ve yarinda hukuk var. Ama soz verdim bizimkilere yarin son derece relax olucam, mutlu mutlu dersimi dinlicem :)

Hem yarin yeni yil, saka maka ne cabuk geciyo bu zaman yahu. Hicbi sey anlamadim ben bu yildan.. ne ara basladi ne ara bitti :/

Bu arada vize icin yaptigimiz afislerden bizim bolum bi sergi duzenledi ve bugun o serginin acilisi vardi. Sergiye secilen afislerden biride bizim (canimcim ve ben) afisimiz :) Sergide afisimi gorunce nasil mutlu oldum nasil mutlu oldum anlatamam :) insanoglu bi garip, sinirliyken bi anda oyle bisey oluyoki mutlu oluveriyosun.. mutluykende bi anda huzunlenebiliyosun.. ya da ben dengesiz bi insanim :P

Yarin, final ve yeni yil oncesi son ders olmasi disinda, ertesi gun stajim yok benim yahu. al sana mutlu olmak icin bi neden daha :) gerci son stajim iyi gecmisti :P

Yarin aksam icin ozel biseyler yapmiyoruz biz ailecek 1 kilo cekirdek alip citliycez televizyon karsisinda. Bundan guzel yilbasi eglencesi mi olurmus :)

Hava cidden cok soguk yahu. Kar yaginca hafifler diyolardi ama hafifleyen biseyler goremiyorum ben. Gerci kar da yagmadi dogru duzgun.. Yag soyle dolu dolu, tatil et bi okullari :P

Neyse ben gidip uyuyim yarin yine erken gidip es'le kahvalti yapicam. Birde yarin yeni yili sinifca kutlamayi dusunuyoruz ama bakalim olacak mi? ben sarmalari hazirladim annem hazirladi desem daha dogru ama bana verilen gorevi yerine getirdim en azindan :)

Hasta la vista ;)

Pazar, Aralık 28, 2008

Uzakları özlüyor gözlerim bugünlerde!

Eski bi sarki takildi dilime bugun.. Klibi geliyo gozumun onune az biraz, 3 genc doktor bey soyluyordu.. Hatta grup isimleri Beyaz Onluk idi. Eskiye gittim bi an :)

"Gel son defa saril bana
Donemem belki bir daha
Gidiyorum buralardan
Gidiyorum uzaklara.."

Guzel sarki yapmislar. Kac sene gecti bak hala aklimda :) bulup tekrar dinlemek gerek.

Sarkinin ilk misrasi da tam benlik.. Gidesim var uzaklara.. herhangi bi yere... uzak olsun yeter. Kacip kurtulmak istiyorum bu ara her seyden. Oldugu gibi birakip uzaklasmak.. Donup arkama bakmamak istiyorum. Bi sure sadece bi sure hicbi sey dusunmemek..
Sadece gitmek.. istiyorum..

Cumartesi, Aralık 27, 2008

ile

"biz, artık, ayrı olabiliyor idiysek, senileben arasındaki şu "ile" artık, yok, demekti. "

Oruç Aruoba
ile/185

Çarşamba, Aralık 24, 2008

Guzel Gun

Bugun yogun ve cok guzel bi gundu. Uzun zaman sonra ilk defa :)
Ozetleyecek olursam;
  • Salvador Dali olumsuzlasabilecek hava kosullari nedeniyle iptal edildi, biz zaten gitmicektik iyi oldu.
  • 2 dersimin finalinin test oldugunu ogrendim (baya bi iyi haber)
  • Odevimi teslim ettim (icim rahatladi o bakimdan)
  • Beni gercekten seven insanlarin oldugunu bi kez daha hissettim..
  • Yarin stajimin son gunu.

Bugunun guzel gecmesi normalmis.. Okuldan cikarken de kar yagmaya basladi ki o da ayri bi guzeldi :)

Dunun aksine bugun okul cok kalabalikti, ilk dersten erken ciktik ve ana kantinde oturacak yer bulamadik. Herkes iyi hosken uyumsuzluk yaratan insanlari anlayamiyorum. Problemli insan ne kadar cok yahu..

Bunlar disinda, Tv izlememe sozumu bu aksam 'how i met your mother' icin kaldiriyorum, bu aksam izliyim yeter :)

Sonra gorusmek uzere ;)

Siradan.. Gunler

Final oncesi sessizligi yasiyorum bu aralar.. dersler yapiliyo, notlar tutuluyo, biseyler anlamaya calisiyo herkes.. neyse ki ben bu tablonun disindayim :)

Son mutlu stajimdan sonra cuma gunu okula gittigimde ben fuara gidicez saniyorken hocamiz gitti bizim yerimize :) 2 saat kantinde oturduktan sonra diger hocamizda 1 saat gec geldi.. cuma gunu bosuna gittim, yoruldum diyebilirim.
Cuma gunu okuldan ciktiktan sonra ek isim sebebiyle bankaya gittim 1 bucuk saatte bankada bekledikten sonra ve telefonumun sarjinin bitmek uzere olmasi sebebiyle muzik de dinleyemeyince kendimi cok mutlu ve stressiz hissettim :P

Cumartesi-Pazar ise ne oldugunu anlayamadan gecip gitti.. Okumayi planladigim hicbir kitabi bu haftasonuda okuyabilmis degilim. Bakalim ne zaman bitiricem :S

Pazartesi ilk 2 saat dersimizin olmadigini ogrenince bi rahatlik geldi bana ama sonra pazartesi sabahi isim oldugu gelince aklima gece uyuyamadim bile dogru duzgun :( Pazartesi dersim olmadigi halde 8 de kalktim, odeme yapilacak yere gittim, bankaya gittim, halama gittim, gittim de gittim yani :) sonra ben nasil okula gidicem diye dusunurken canim es'im aradi ve ogleden sonraki dersinde iptal edildigini soyledi. Tesekkur ederim Allaam dedim tabii :)) fakat sonrasinda durup dinlenmek yokk, bankaya gittim tekrar sonra son olarak artik annemle alisveris yapip geldik eve.. yazarken bile icim bunaldi :(

Bugunde dersimin gec baslamasi sebebiyle bi guzel uyudum :) uyuyunca ne de mutlu oluyorum yahu :) yavas yavas hazirlanirken gitmesem mi diye dusundum okula fakat photoshop ogrenmek gerek diyerek gitmeye karar verdim ve kararimi uyguladim :)
Okul, sali gunu olmasindan dolayi sakindi. Kimsecikler yoktu :P

Bu aksam, 1 haftalik rapor odevimin son aksamiydi, bu nedenle daha da mutluyum :) yarin sabah toparlayip teslim edicem ve bi sure tv izlemiycem :)

Simdilik bu kadar sanirim, karar verdigim yeni bi sablonda gorusmek uzere ;)

Cumartesi, Aralık 20, 2008

Yeni

Yeni sablon, yeni renkler..
iyi oldu ya begendim ben ;)

Cuma, Aralık 19, 2008

Sensiz Olmaz!

Bu sabah yalnız uyandım
sensiz olmaz, sensiz olmaz
tanıdık kokular yok
sensiz olmaz

kahvaltım anlamsızdı
sensiz olmaz, sensiz olmaz
ilk sigaram bile tatsızdı
sensiz olmaz

anlaşılan alışmışım
sensiz olmaz, sensiz olmaz
bir verdiysem iki almışım
sensiz olmaz

aşk bir dengesizlik işi
sensiz olmaz, sensiz olmaz
dengeye dönüşendir sevgi
sensiz olmaz

yine kendi kendime sormadan duramadım
niye seni böyle istiyorum bulamadım


yalnızlık zor sokaklar çıkmaz
sensiz olmaz, sensiz olmaz
hep tekdüze her şey dümdüz
sensiz olmaz

anlamak çozmeye yetmez
sensiz olmaz, sensiz olmaz
biraz telaşlı, huzursuz
sensiz olmaz

yine kendi kendime sormadan duramadım
niye seni böyle istiyorum bulamadım


gece gelmiş, yatağım boş
sensiz olmaz, sensiz olmaz
sen uzaktasın, ben uzanmış
sensiz olmaz

anlamak çozmeye yetmez
sensiz olmaz, sensiz olmaz
zaman gecmez, sabah gelmez
sensiz olmaz

yine kendi kendime sormadan duramadım
niye seni böyle istiyorum bulamadım



Bülent Ortaçgil


Perşembe, Aralık 18, 2008

Bir Stajin Ardindan

Merhabaa..
Stajdan yeni geldigim icin mutlu bi an su an :)
Isin ilginc tarafi staj bugun gayet iyiydi. Cok bunalmadim en azindan ama hala bana bi yarari yok. Gelecek hafta son stajim, sonrasinda 1 Ocak resmi tatil ve sonraki 2 haftada finallerim olmasi sebebiyle haftaya staj olayini bitiyorum. Tam da alismisken :P

Bugun notlarin bi kisminin daha aciklandigini ogrendim ve hemen baktim netten. Korktugum basima geldi, Hukuk notum igrenc :( ortalamanin bile altinda (o derece kotu yani) cok calismam gerektigini bi kere daha carpti yuzume kisaca...

Reklamcilik notum iyi hatta gayet iyi (neyseki) Boylelikle benden hukukcu olmayacagini anlamis bulunuyorum, ben reklamciyim kardisim :P Senaryo yazamayan reklamci :)

Yarin ders yok bildigim kadariyla fuara gidicez bolumcek :) Birde Salvador Dali mevzusu var ki zaman yok resmen. Bi yandan finallerden once ders kaybi olmasin diyoruz bi yandan Dali'yi gormek gerek.. Sinifla degilse bile yalniz gitmem lazim.

Carsamba gunu aklimda ileri-geri sallanan tum mevzular silindi. Artik cok daha netim bazi konularda.. bosuna beklenti yaratmaya son :)

Sonra gorusmek uzere ;)

Salı, Aralık 16, 2008

Gunlerden Bir Gun Daa

Okul resmi olarak basladi. Pazartesi gunu gittim, ilk ders senaryo olmak uzere ders yapilmadi. Senaryo hocasi erken birakti, ingilizce hocasi geldi notlari soyleyip gitti. 3 saat kantinde oturup ogledensonraki Reklamcilik dersini bekledik hep birlikte. Fakat ogretmenimiz geldi sinav sorulari hakkinda kritik yapti ve sagolsun gidebilecegimizi soyledi. Ders olmayan gunesli ve guzel bir gundu :)

1 haftalik tatil, sinifin yarisini kendinde degisiklik yapmak isteyenler icin cesaretlendirmis (en azindan ben oyle gordum:)) Benimde dahil oldugum, sacinda degisiklik yapanlar cogunlukta :) ameliyat olanlar, stil degistirenler hepsinden var. Ne tatilmis ama :)
Bu arada sacimi cok begendi canim sinif arkadaslarim :) mutlu oldum cok :)

2 hafta sonra finallerin baslayacagi soylendi. Tirstim hafiften ama bu defa cok daha fazla calisicam.

Dun ders yapilmadigindan olsa gerek bugun okula giden pek yoktu bizden. Ornegin; ben ve es. ne cokmus ama gitmeyen :)) es'in isi cikti, benimde icimden gelmedi gitmek. Bu da guzel aslinda canim istemedi diye astim okulu :) neyse yapmam bi daha :P

Bugun madem evdeyim annemle vakit gecireyim dedim. Sagolsun canim annem kirmadi beni (onunda cani evde oturmak istemiyomus zaten) ve gezmeye gittik. Bizim yakinlarda bi alisveris merkezi var, daha once bi kere gitmistik. Oraya gidelim dedi bende tamam dedim. Gittik, gezdik, geldik. Bana kahverengi bi hirka aldik, ne zamandir almayi istiyoduk zaten. Canimcim'a 2 tane kitap aldik. Istedigi kitaplarin listesi annemin yanindaymis o listeden 2 tanesini aldik. Biri Cahillikler Kitabi, digeri de Livaneli'nin Son Ada'si.
Birde sac kavurma tavasi mi deniyo aleti mi desem bilemedim ama ondan aldi annem. Eve gelince birlikte sac kavurma yaptik, cok guzeldi hatta superdi :) Sonra bir de Kremali Patates yaptik yine birlikte ama bunun pismesi Hasret'in gelisineydi. Patates de cok guzeldi, ben cok begendim sahsen.

Simdilik boyle.. Yarin sabah erken gidicem okula es'le diyet kahvalti yapicaz :) Ve yarin hukuk dersim var, anlamayi deniycem ve mutlaka not tutucam. Cok ciddiyim bu defa :P

Persembe gunku staj disinda her sey gayet iyi gidiyor. Neyse ki az kaldi, tek avuntum bu. Son 4 haftam.. cogu gitti azi kaldi :(

Sonra gorusmek uzere ;)

Pazar, Aralık 14, 2008

Pinhan

"Görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. Cirkindir ya tırtıl, gönlünü çelmez. Görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüyü kaldırıp da gönül gözü ile bakarsan, kelebeği bulursun karşında. Güzeldir ya kelebek, gönlün ona akar. Lakin gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın."

"Sade tırtıl ile kelebek değil elbet. Sakın ola hor görme Pinhan; canları horgörme. Bak bu gayb alemine, bir kendini gör. Bak kendine, cümle mahlukatın özünü gör. Devri tamam olan gelir, devri tamam olan gider. Gelen, gidende saklıdır; giden gelende saklı."

Pinhan - Elif $afak
(sf.22)

Cumartesi, Aralık 13, 2008

Pff

Super bi tatilin daha son gunlerindeyim. Bi tuhaf hissediyorum kendimi acikcasi, ne tam dinlenmis gibiyim ne de yorgun. Arada kalmislik var cokca, normal mi bu? Bugun canimcimla kuafore gittik, saclarimi kestirdim. Cani sikkin olunca sacini kestirenlerden degilim vize zamaninda kizlarla konusurken karar vermistim, uygulamak bugune kismetmis :) kahkullerim var artik, cok bi degisiklik yok :P

Az once arkadasim soyledi senaryonun sonuclari aciklanmis hemen baktim, 60 almisim. Cok iyi gecmedigi halde bana yetecek bi not gibi gorunuyo gozume. Memnunum halimden..

-B

Çarşamba, Aralık 10, 2008

Everybody's Gotta Learn Sometime




change your heart,
look around you
change your heart,
it will astound you
i need your loving like the sunshine
and everybody's gotta learn sometime
everybody's gotta learn sometime
everybody's gotta learn sometime

change your heart,
look around you
change your heart,
it will astound you
i need your loving like the sunshine
and everybody's gotta learn sometime
everybody's gotta learn sometime
everybody's gotta learn sometime


Forrest Gump


"Life is like a box of chocolates...you never know what you’re gonna get."



Jenny: "Hey, Forrest, were you scared in vietnam?"
Forrest: "Yes. Well, i, i don't know. Sometimes it would stop raining long enough for the stars to come out and then it was nice. It was like just before the sun goes to bed down on the bayou. There was over a million sparkles on the water like that mountain lake. It was so clear, jenny. It looks like there were two skies, one on top of the other and then in the desert, when the sun comes up. I couldn't tell where heavens stopped and the earth began. It was so beautiful."
Jenny: "I wish i could have been there with you."
Forrest: "You were."
Jenny: "I love you."



Salı, Aralık 09, 2008

A$k iki Perde


Bırak kalsınlar konuldukları yerde acılar,
Bırak yaşandığı kadar yaşansın aramızda sıkışanlar
Sen sadece benden gittin, benim içimden,
Ben sadece olduğum yerde kaldım, gittiğin yerde
Soru sormadan aramızda anlaşılamayanlara yaptığımız yorumlar,
Ve hayatımızı zorlaştıran o tuhaf bakışlar
Bırak kalsınlar
Ne sen varsın evde ne de ben var olsam da yok olduğun yerde,
Şimdi sözlerin bittiği an, yaşananların hatırlandığı an işte
Belki de sen ve ben değildik başrolde!
Garip gelebilir ama ben seni ilk günden beridir sevmiyorum,
Ne zaman aynı odada elimi nereye koyacağımı bilemeden karşında durdum,
O gün sana aşık oldum
Öyle bir duygunun içinde öyle bir değişiyor ki insan,
Kendini anlıyor önce, kendini sevdiğini hatırlıyor,
Replikler gitgide aynı, roller gitgide sıcak
Seyirciler gitgide uyuyor
Biz sadece kendimize oynuyor gibiyiz
Biz sadece kendimize ağlıyor gibiyiz
Bırak aksınlar
İçime akan zehir beni uyandırıyor bir gece vakti
Seni benden ayıran bu zehir utandırıyor beni kendime duyduğum acıma duygusundan!
Bırak acısınlar
Tüm organlarım, tüm duygularım, tüm uykularım
Bırak çürüsünler
Bizim sürdüremediğimizi onlar nasıl sürdürsünler
İşte şimdi kadınlığımın tümünü erkekliğinin tümüne bıraktım, al!
İki doğru hayat, nasıl bir tek yalanla yok olur anlayamadım hala
Ah dedim
Ah, keşke hep tahta bebeklerle oynasaydık,
Büyümeseydik hep cüce kalsaydık,
Yaşadıklarımızın farkında olmadan, bitenleri de hemen yeni başlangıçlarla kapatsaydık
Delindik
Zar gibi, uzun yollar gibi, atmosfer gibi
Çürüdük, sevişirken masada unuttuğumuz elmalar gibi
Kullandıkça paslanan demir korkuluklar gibi
Eridik, dışarıda bırakılan ve kendi kendine bakteri üreten etler gibi
Kokuştuk biz de işte sonunda!
Aşk bize de ilk perdede güzeldi
Aşk bizde de mola vermişti
Seyirciler bir nefes sigara peşinde,
Biz seninle ezberdeyiz replikleri yaşadığımız her yerde, kuliste
Aşk bizde de son perdede bitermiş,
Bitti de!
Aşk hep tek bir sahnede iki perde oynanır,
Oynadık, oyun böyle!..

Çisel Onat

Beynelmilel



"it baharı görmüş ama, yediği taşı allah bilir derler ya...bizimki de o hesap...benim canım...biz gevendeyiz, düğüncü. Düğünü eden onlar, sefilliğini çeken biz. Benim anam ben dört yaşındayken rahmete gitti. Sana onun adını verdim...Gülendam...Gülendam dediler mi dağ taş selama dururmuş, güneşe aya siz doğmayın ben doğayım dermiş. Oyle belalı bir güzellik... Kaderin benzemesin, aynı sen... Benim anam açlıktan öldü açlıktan. Açlık belasına aha bu babamla ben çok gurbet düğünü gezdik çok. Bana fistan giydirip beni oynatırdı, bazen de beraber giyer öyle oynardık. Cok sarhoş mezesi olduk çok... Senin o halkın var ya o halkın, onun tokatını ben doğduğum günden beri yiyorum. Benim derdim sen tokat yemeyesin diyedir ama onu da ben sana vurdum... Ben sana daha ne diyeyim ha?.. Ben sana daha ne diyeyim?... "

***
"- Senin kiz arkadasin da vardir simdi üniversitede.
- Yoo.. yoktur. Bunlar kücük burjuva aliskanliklari.. Hem ben artik devrimci oldum.
- Iyi yapmissin vallahi! "

***
"- Ee sey ben sey diyecektim.. Yaw nasil desem; desem sana dert, demesem bana dert. Keske biz seninle ayni evde olsaydik, o zaman ben sana sabahlara kadar kayit yapardim, iste sen de bana kitap okurdun... öyle bilinçlenirdik.."


Cok begendim ben bu filmi!

Pazartesi, Aralık 08, 2008

Bayram Havasi

Bugun Kurban Bayraminin birinci gunu. Biz ailece bu bayram da evde oturmayi sectik :) Bu yil kurban kesmiyoruz, seneye kismetse. Sabah, annem babamla konusurken uyandim ve bende babamla konusarak basladim gune ve gayet guzel gecmekte gunum :) Sonrasinda babaannem, buyukbabam, anneannem, dedem, halamlar, dayimlar, kuzenlerin bi kismi, arkadaslar derken telefon-mesaj trafigini bitirdim.

Yaklasik 2 saattir nete bakiniyorum, Annem bayram hediyesi olarak mp3 calar alacak canimcimla bana su an karar asamasindayiz :) ben sony begendim bi tane ama emin de degilim acikcasi. Ipod nano var aklimda ama 2 tane alinacagi icin zorlamaya gerek yok diye dusunuyorum. Gerci fiyat farki cok yok aralarinda ama daha net bi karara varmis degiliz. Bu hafta icinde gidip alalim istiyoruz, daha fazla muziksiz kalmasin kulaklarimiz :P

Okulun baslamasina koskoca bi hafta var, boyle soyleyince oo cok zaman var diyorum ama bi bakicam cumartesi olmus (bana gore cumartesi geldiyse pazartesi de hemen gelir:)) Bu hafta icinde kaldirdigim tum notlari duzenleyip dogru duzgun not tutmaya baslicim. Derslerden sonra duzenli olarak tekrar yapicim ki hukuk finaline simdiden hazirlamam lazim kendimi :) ve tabii senaryo :(

Ne zamandir kitap okumuyorum bunu fark ettim. En son Penceremden Gokyuzune Sarkarken Ask vardi elimde ama onu bir biraktim pir biraktim elimden :( once bahanem stajdi sonrasinda zaten dersler ve vizeler geldi. Aslinda bahane arayana bi dolu var, bahane yaratmak istemiyorum acikcasi pek icimden gelmedi okumak. Sanki hic ilerlemeyecekmis gibi geldi. Bi kitabi yarim birakip bi digerini okumayi da istemiyorum.

Ben boyle kendi capimda ugrasirken Hasret aldi bi guzel okudu, bitirdi kitabi :) Aferin walla :)) Artik okumam gerek diyerekten biraz sonra tekrar elime almayi dusunuyorum ve bu defa kararliyim :) hatta bitirdikten sonra anlaticim burada ;)

Biraz sonra kitap okumaya baslicim dedim ama oncesinde film izlemeyi dusunuyorum :) Beynelmilel.

Daha sonra gorusmek uzere ;)

Cumartesi, Aralık 06, 2008

Wish You Were Here



so, so you think you can tell
heaven from hell,
blue skies from pain
can you tell a green field
from a cold steel rail?
a smile from a veil?
do you think you can tell?

and did they get you to trade
your heroes for ghosts?
hot ashes for trees?
hot air for a cool breeze?
cold comfort for change?
and did you exchange
a walk on part in the war
for a lead role in a cage?

how i wish, how i wish you were here.
we're just two lost souls
swimming in a fish bowl,
year after year,
running over the same old ground.
what have we found?
the same old fears.
wish you were here.

Cuma, Aralık 05, 2008

Vize Biter, Ben Biter

Dun saat 15:00 itibariyle vizelerimin sonuna gelmis bulunuyorum. Fazlasiyla yorgunum. Oncelikle ingilizce sinavim inanilmaz derecede kolaydi neyse ki bu bekledigim bi durumdu :) Sabah 5'e kadar oturdum Senaryo calistim. Aslinda uyumadan okula gitmeyi amacliyordum fakat daha fazla dayanamadim ve 5'te yatip 8'de kalkip okula gittim. O kadar calismama ragmen cok guzeldi diyemiyorum maalesef. Bu hocanin ilk sinavi idi bu, en azindan tarzini ogrenmis oldum. Genel olarak basarili bi gundu diyebilirim :) Senaryo yazmam gerekiyodu ama yine yazamadim. Bi an once iyi bi senaryo olusturmam lazim!

Dun, bunlarla vize haftasini ve gecici bi sure -bayram tatili- okulu kapatip geldim :))

Okuldan ciktiktan sonra Es'le Bakirkoy'e gittik. Malum sinavlar bitti, kutlayalim dedik kendi aramizda ve kokorec yedik :) Superdi yahu :) Sonrasinda halka tatlilarimizi yedik ve ayrildik. Insanin ayni seyleri yapmaktan zevk aldigi dostlarinin olmasi super bi durum :)

Yaklasik yarim saat otobus bekledim eve gelirken ve hava cok soguktu. Otobus bostu neyse ki oturup uyudum bi guzel :)

Simdi tum notlari, defterleri, kitaplari kaldirip uyuyucam ve super ruyalar gorucem :))

Pazartesi okul olsaydi keske hafta sonu uyusam yeter bana diyorum ama bi yandan da Persembe gunu bayram tatili dolayisiyla stajim yok, nasil mutluyum anlatamam :)

Tum yorgunlarin dinlendigi, tatil yapmak isteyenlerin amacina ulastigi ve eglence arayanlarin ulastigi bi bayram ve tatili olsun!

Sonra gorusmek uzere ;)

Perşembe, Aralık 04, 2008

asdert!

Eveett, bi vize haftasinin daha sonuna gelmis bulunuyorum. Henuz sinavlarim bitmedi, yarin son 2 fakat ben bittim :)
Yaklasik 2 saattir birbirinden farkli ve ilginc ve dikkat cekici fikirleri olan insanlari izliyorum. Ben bu isi yapabilecek miyim bilmiyorum acikcasi.. yarina fazladan senaryo yazmam lazim ve bence (en azindan simdilik) bu buyuk bi problem.

Simdi gitmeli, notlari okumali-anlamali, ilgi cekici bi senaryo yazmali ve kendimi yarina hazir hissetmeliyim. Zor gibi gozukuyo ama bakalim bakalim :)

Bir de staj yok bu hafta :) Ne super degil mi :P sinavlari bu sebeple bile sevebilirim yahuu :))

Salı, Aralık 02, 2008

Bir Nehrin Tükeni$i

Hasretin kançanagi gözlerinde oturuyorsun
Seni soruyorum
Hiçbir þey bilmiyorsun

Hep bir çaglayan gibi senin sevdana aktim
Sen ise sularini kaçiran bir nehir gibi uzaktin...

Tükenisi bir askin
Bir nehrin tükenisine benzer
Ne deniz olabildin
Ne nehir kalabildin...

Kendin ol
Kendin ol
Sen buysan baskasi ol!

Buysan kederden ölecegim
Baskasi olursan da kimi sevecegim?


Yilmaz Odabasi

Vize - Mize

Merhaba yine ben :) yine gecenin bu saatlerinde.. bu defa uyuyamadigim icin degil caliskan bi ogrenci oldugum icin uyanigim :) afisi dun gece, sabaha dogru desem daha dogru, canimcimla oturup yaptik. Bugun photobloka bastirdim sabah teslim edicem ve sinava giricem. Gorsel'den pek korkmuyorum acikcasi yaparim gibi geliyo simdilik :) sonrasinda da reklam sinavi var bundan biraz korkuyorum sanirim :) korkmak degilde iyi bi sonuc almak istiyorum diyeyim :)

Aslinda yatip uyusam super olacak ama bi yandan da notlara son kez bakiyim diyorum bu ne yaman celiski anne :S

Click'te ki kumandadan olmasini istiyorum su an elimde :( sar ileri, al abi bi guzel 1 hafta sonrasina, sen rahat ben rahat :) ama sonrasinda kaldigimiz yerden devam edelim monoton olsada hayatimiza.. hep ileri, hep ileri nereye kadar degil mi :)

Hukuktan felaket korkuyorum ve biliyorum, korkunun ecele faydasi yok :) sinavda ne yapacagim konusunda hicbir fikrim yok, aklimda dersle alakali bi tane bile cumlecik yok, not yok, o yok, bu yok.. Allam yarebbim :(

Ne ise zaman 3'e dogru hizla ilerliyo malum, ben artik gider..
Notlari bi guzel okur sonrasinda da sizar :)

iyi geceler olsun hepimize!

Cuma, Kasım 28, 2008

Tuhaf

Bi haftayi daha sonlandirmis olmanin huznu icindeyim bu defa.. zaman hizli gecmesin istiyorum yine.. bencilim biraz.. pazartesi itibariyla vizeler basliyor :S ve cuma gununude bitirdim sayilir ve ben hala hicbir nota bakmamis durumdayim.. ve, ve, ve... bu ne rahatlik bende bilmiyorum acikcasi.. simdi biraz uyuyim 3 veya 4 gibi kalkar calisirim biraz diyorum ama inanmiyorumda bi yandan kendime.. kendimi kandirmama ne gerek var ki yani.. simdilik boyle, herhangi bi gelisme soz konusu degil herhangi bi durumla ilgili.. sacma bi cumle oldu bu. 'kafa bi dunya' derler ya aynen ondan. ne igrenc oldum ben ya.
sonra gorusuruz herhalde.. cok.. cok.. cok sonra!

Çarşamba, Kasım 26, 2008

Bilmiyorum yine..

Bunca zaman sonra ilk defa..
Ilk defa bu denli yakin hissettim kendimi ona, gozlerine baktigimda baska hicbir sey dusunemedim. Ne oncesi kaldi aklimda ne de sonrasi.. Neydi bu? Silip atmayi isterken neden boyle oldum? Bilmiyorum.. fark ettim hicbir sey bilmiyorum ben..



Ben sende tutuklu kaldım!

Perşembe, Kasım 20, 2008

Sen Söyle Hayat

Su an canimcimla Ferhat Gocer'den Sen Soyle Hayat adli parcayi dinliyoruz. Boyle soyleyince de radyo anonsu gibi oldu :)
sesini ve sozleri begendim, yaziyim hemen ;)

su gibi akıp gitti yıllarım
aşkı ararken bitti bütün yollarım
bomboş kaldı zamanla avuçlarım
ben hep bekledim hiç giden olmadım

hazırım kendimden geçmeye
aşk isterse
kelebek ömrü kadar kısa sürse
dönemem artık senin olduğun şehre
kanıyor mazim içimde öylece

görmeden duymadan mümkün mü yaşamak
ellerim dokunmadan
aşk yalan mı gerçek mi sen söyle hayat..

Ferhat Göçer

Eklenti :

i$ miiii :S

Bugun itibariyla stajda 5. haftami tamamlamis bulunuyorum. Mutluyum cunku sonuna yaklasiyorum. Bu staj yuzunden carsamba aksamlarindan ve persembe gunlerinden nefret eder oldum. Nasil bi seydir bu boyle yahu.. Ben kendimi sevmeye zorladikca onlar zorla nefret ettiriyolar kendilerinden resmen.. cok sinirliyim su an yaa..
Canimcim da olmasa ne yapardim bilmem :))

Salı, Kasım 18, 2008

Uçları Kırık


bir sen varmışsın ve biri istiyor seni
karanlıkmışsın onun uçları kırık saçları gibi
hemen arkandan o yürür
kanı aktıkça korkusu gözlerinde büyür

bir sen varmışsın ve biri bekliyor seni
dağınıkmışsın onun en yakını, yorganı gibi
her rüyanda gizlice uyur
istemezsen yalnızlığa uyanmaya mecbur

dileğini tutmuş sayar, sonsuzdan geri
yanarken yanakları üşürmüş elleri
dönebilsen, bakabilsen geri
unutmuştun, hatırlarsın belki ismini

yağmurlar yağdığında
biri geçerken yanından
ellerine tutunur
yağmurlar durduğunda
biri kaybolur aniden, bilerek
unutulur, unutulur
Vega

Pazartesi, Kasım 17, 2008

Anlamazdın

sevilirken bilmedin mi
ben söylerken gülmedin mi
falımızda hasret var
ayrılık var, demedim mi?

anlamazdın anlamazdın...
kadere de inanmazdın.
hani sen acı veren,
kalpsizlerden olamazdın?

dilerim ki mutlu ol sevgilim,
ben olmasam bile hayat gülsün sana
günahım boynunda,
ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda...

la la la lay la lal laa
la lal la lay la lal laa

kalbim bomboş kaldı sanma,
acılar geçer zamanla.
aşka tövbe demem ben,
görürsün sevince yeniden...


Ayla Dikmen

Issiz Adam'i izleyen herkesin bogazinda bir seylerin dugumlenmesini saglayan sarki.. Super hakikaten..

Cumartesi, Kasım 15, 2008

Gunlerden Bir Gun Daha

Bi turlu firsat bulamadim bu hafta ve tabii istemedim de acikcasi bilgisayar basina gecmeyi.. neden bilmem.. bu hafta ozetleyecek olursam bol bol muzik dinleyip kitap okudum diyebilirim :) o nedenle bu hafta ayri bi guzeldi. Bol bol muzik dinledim daha dogrusu dinleyebildim cunku psp'nin hafiza kartini canim annem cikarabildi ki hemen yenisini yerlestirip yeni muziklerle hayatimiza devam edebildik :) Kitap okudum bol bol'dan kastim ise bu ara 2 kitabi birden okuyor olmamdir :) Biri, Reklam Yazarligi digeriyse Murat Kefeli'nin kitabi. Ikisini de bitirmeyi basarabilmis degilim, yavas ama emin adimlarla ilerliyorum :P
Kitap ve muzik disindaysa hayatim; dersler, 1 gunluk stajim, yollar, otobusler, dolmuslardan ibaret :) Yanlis anlasilmasin kesinlikle sikayetci degilim :)
Kitap fuarina gitmeyi planladigimi soylemistim fakat gerceklestiremedim :( Gerci yeterince okumam gereken kitap var, daha fazlasina ihtiyacim yok "simdilik".. Gecen gun anneme Yilmaz abi bi suru kitap vermis, benim ve canimcim okusun diye.. 6 tanesini ben begendim, digerlerini de canimcim. Su an canimcim Dorian Gray'in Portresi ' ni okuyor. Ben hazirlik doneminde ingilizcesini okumustum.. zamanin ne kadar hizli gectigini fark ediverdim birden :))

Dun es'le okul cikisi Kadikoy'e gittik, Issiz Adam filmini izledik. Net bi yorum yapamiyorum nedense :/ ne superdi diyebilirim ne de berbat.. oyle bi filmdi iste :) ama oyunculuklari cok begendim bunu soyleyebilirim :)

Yapmam gereken bi suru odev, proje var ve benim aklima hic parlak bi fikir gelmiyor.. ne yapsam bilemiyorum. Biraz sonra disari cikicam bir seyler almam lazim hem bu arada kafami toparlarim belki de iyice dagitirim, bilemiyorum :))

Simdi gidiyorum, sonra gorusmek uzere ;)

Salı, Kasım 11, 2008

Zaman Beklemez!

kalk, geç karşıma
aç gönlünü, dön gel yavaşça
ben sensiz yanan bir ateştim,
söndüm zamanla
bir düşman gibi gel üstüme,
özletme kendini
sen bir dost gibi, kardeş gibi
özlenen sevgili

sabrı öğütler zaman, oysa odur durmayan
ben beklerim de zaman beklemez ki beni

iyisi mi sen kalk , geç karşıma , aç gönlünü , dön gel yavaşça
ben sensiz yanan bir ateştim , söndüm zamanla


*Gecenin bu saatinde, bu sarkiyi 100. defa dinliyorum.. Boyle sozler, boyle muzik, boyle bi ses, defalarca dinlenmez de ne yapilir? Hicbir sey dusunmeden, sadece sozler ve muzik!


Dinleyin, Sevin, Sevdirin!

Kalbim Acıdı


Bir gun yolda yuruyordum..

Bir sarki duydum,
kalbim acidi..

Bu kadar..

Köprüden Önce Son Çıkış

bu gökkuşağı bile betondan kent
- ki çoğu zaman tenha -
ve yüreğimdeki çiçekleri umursamazsızın beni
çiğneyen arabalar, yollar ve bu kalabalık;
öylesine yaşamak mesaisinde hep
ve her görüşümde yollarda mutlu yüreğimi
ürküten, içimdeki mavi gözlü çocuğun en güzel
oyuncağını: düşlerimi inciten, ağızlar dolusu ve
en büyük harflerle kural diye bağıran o malum
uyarı: köprüden önce son çikiş

görülesi değil midir ötesi köprünün...
ya bir kalp atımı kadar yaklaşacaksam
aradığım her ne ise' ye...
ya düşlerimin en cesur kuşu konmak üzereyse
düş bahçemin ekinine...
yarını bilmemekteki o gizemli cazibe değilse
tüm acıları ve acımasızlığına rağmen
'yaşamak güzel' dedirten, söylesene nedir?
ya köprünün sonundaki geceyse çaresi
fırtınalar vadisinde yalnız bir kır çiçeği
küskünlüğümün...

'köprüden önce son çıkış'
yaşamakla örselenmiş tüm yüreklerin
saklı ve sinsi kaygıları...
kabusları, yani sevmek korkaklığı!
düşlerime senaryo yazmaktan ürken, hayata ve
onu yaşamaya erkenden kırık not vermiş,
aşkın mutluluğun-delinin kuyuya attığı taşların-
tek ve doğru bir açıklaması olduğuna
inanmış yüreklerin kuralları...yasakları...
' d o ğ r u l a r ı . . .

doğru nedir anlatsana!
nasıl yaşar, neyle beslenir?
bencil mi yoksa sevecen midir?
gözleri var mıdır mesela
ve varsa bile seninkiler kadar güzel midir?

artık çok geç; k ö p r ü d e y i m
arıyorsam, arıyorsam yanıtları
soruyorsam ve sorguluyorsam
ve bir anlam olmalı diyorsam her çarpışında yüreğimin...

yaşamak zor bi oyun!
sen, şarkılar söylemeye devam ettiğim,
benimlesin biliyorum.

düş tarlamın,
kuralsız, yasaksız, doğrusuz bahçemin ekini
n e r d e s i n ?

feridun düzağaç
bin900doksansekizinci 17 mart gecesi 03.57 istanbul

Pazartesi, Kasım 10, 2008

Ask!


"Sonbaharin son gunune yetismeye calisan bir cumle sahibi gibi..

Ask bu gece sehri terk etti!

Tum dunya zamanlarinin disinda

Gece - gunduz..

Bekleten..

Ne nazli bir siirmis, doguranin ismi gibi..."

Grinin vucut bulusu gibiydi ask, siyahi ve beyazi ayni tene giydirebilirdi ve biterdi ardindan.. Ask butun sehirleri terk etse de guzeldi. Korkmazdi insan asktan, usumezdi ki hic ask sarardi onu.. Dusse bile ask tutardi onu, kaybetse bulur, olse yasatirdi. Urkek bir intro gibiydi sarki, ardinda sakladigi hakkinda bilgi vermiyordu, "Asktan korkma!" diyordu sadece ve ekliyordu;


"Aska kalbini actigin zaman, acilar giremez diyemezsin.. Ask acilariyla, tutkulariyla, gozyaslariyla, ruzgarlariyla, taze cicek kokulariyla bir butun olarak girer iceri.. Aski acilardan suzemezsin, istesen de istemesen de aska boynunu egersin.."

Ask biter, yere dusersin ve sonra eklersin; "Hayir istemem bir baskasini, yalniz da ayaga kalkabilirim." Bu yuzden grinin vucut bulusu gibiydi iste ask.. Butun tezatliklara tezat bir sekilde yayilirdi gidenlerin ve kalanlarin ardindan. Dikenler batardi gidenin ardinda kalana, bir kum tanesi kadar kucuk, daldigi derya kadar buyuk bir aciyla.. Laf degildi, askti bu..


Griydi ask, O ise; bu gri sehrin tum yollarini rengarenk boyamak isterdi, bana ozel'di. Sanki biraz Umay Umay, biraz ask..


Hic bilemezdim bir sarki bir omru nasil kanatir, hangi soz nasil batar.. Ve o sozler gun gelir nasil susar.. Susar iste, susar!

Pazar, Kasım 09, 2008

Bir Öykü..

Gözlerini gözlerime dikmiş... kaçırıyorum, yine buluyor...

-"sen, sen bana dokunuyorsun" dedi.
-"yüreğimde bir yerleri acıtıyorsun , ama anlatılmaz güzellikte bir şey."

tanrım, bir şey olsa... aygaz kamyonu falan geçse... aniden ceviz iriliğinde dolu yağmaya başlasa... bu romantik ortamın içine etse... ne oldu bu kıza, neler söylüyor...

-"iyi ki varsın... iyi ki... neye benziyor biliyor musun? eskiden kaldığım yurtta camlar, içerisi dışarıdan gözükmesin diye beyaz yağlıboyayla boyanmıştı.. o boya tabakasındaki küçücük bir delikten bakınca dışarıyı görüyordum ben.... hele baharda, öyle güzel gözüküyordu ki... iste seninle olmak, o bembeyaz ya da siyah şeyin ortasında küçücük bahara bakan deliği bulmak gibi."

işi şamataya vurmalıyım, yoksa fena olacak... bu havada hayatta dolu yağmaz... aygaz kamyonu filan geçeceği de yok... kız resmen yerli film replikleri atıyor.. hayır, ben ters adamım, inanıveririm, dökülürüm, aşık olurum, betonlara çakılırım, asıl benim canım acır... yerli film... evet... yerli film...en Ayhan Işık sesimi kullanarak, hınzır bi ifadeyle, ona Belgin Doruk muamelesi çektim... misilleme olarak yeşilçam öykülerinin değişmez repliğini attım...

-"Bırak bu lafları, kaç para istiyorsun onu söyle... onbin, yirmibin?.."

esprime güldü... güzeel... ardı arkasına zincirler, konuyu dağıtırım... gülmesi bitince,

-"bu da senin numaran" dedi... "zırhın delinsin istemiyorsun... hesapta hiçbir şeyi ciddiye almıyorsun... aslında sana göre hayat o kadar ciddi ve acıklı ki... böyle bir numaraya gerek yok... koy ver gitsin kendini."

gözlerime anne anne bakıyor...

-"güzel olduğunuz kadar küstahsınız da bayan" dedim,

Ayhan Işık sesimle...dedim ama mümkün değil... saatlerce bana inanılmaz sevgi sözcükleri sıraladı... ben ise ona yerli filmlerin değişmez repliklerinden attım durdum... sırasıyla Necdet Tosun, Sami Hazinses, Cilalı İbo, Turist Ömer, Ediz Hun... hatta bir ara ayağa kalkıp "ayy-gaaz" diye bile bağırdım...sözünü ettiği yağlıboyadaki küçük delikten zırhımı açmasına asla izin vermedim... yıkılmadım, yavşamadım, kendimi asla açmadım... erkeklik gururuma değmesindi yağlıboya.

-"korkacak bi şey yok" dedi... "ben sana ne yapabilirim ki?"

-"çok şey" dedim...

"çok şey" derken kendi sesimi kullandığımı fark ettim.
hemen kendimi toparlayıp Ediz Hun, Ayhan Işık, Figüran Osman ve Erdal İnönü sesleriyle ayrı ayrı üç kez "çok şey" demeye çalıştım...ama üçünde de kendi sesim çıktı...

sonra... sonra, yine yerli filmlerdeki gibi takvim yaprakları uçuştu... ben onu hiç aramadım... bir gün aklıma fena düştü, aradım... aslında aramadım... telefon açtım.

o, "alo... alo" dedi, ben sustum... aniden,

-"susarken bile Ayhan Işık taklidi yapıyorsun" dedi...

anlamıştı... aslında belki de tek sorun, gerçekten anlamasıydı...

-"ne fena değil mi?" diye sürdürdü...

-"insan hep çok sevilsin diye uğraşır... sevilince de ödü patlar..."

sustum...

-"belki de sen haklısın, o zırh ne kadar kalın olursa, o kadar iyi... artık arama, olur mu?" dedi.

-"ve sakın üzülme... o öyle lanet bir zırh ki; sen bile içerden delemezsin."

yine sessizlik... derken, Belgin Doruk gibi son cümlesini söyledi...

-"hesapta kendini koruyordun ama yine acı çekiyorsun... boş ver... ne diyorlardı... gençsin, unutursun."

genç miyim, unutur muyum?.. telefonu kapadım... sokağın köşesinden, yırtınarak bir aygaz kamyonu geçip gitti...


Atilla Atalay

Cumartesi, Kasım 08, 2008

Yağdıkça



Yer ile yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü
kavim göçlerinden bu yana ağlayan
ve durmadan cep kanyağı yakıcılığında
ezgiler çalan, çaldıran, yakalatan
adı bende gizli bir kadındı istanbul.

şehre bir yağmur yağdı ben ağladım.


sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizans'tan
oyun dolan yoktu gözlerde yalnızca ses
verilmiş sözler birdi... edilen yeminler sıfır
eşyalar alındı fotoğraflar söküldü yerlerinden
bir aşkın izlerini yok edecek başka bir aşk sipariş edildi yeniden

bir şehre yağmur yağdı, ben ağladım

kim daha çok yalan söndürdü çay bardaklarında
hangisi talandı demli öpücüklerin
ve buğularda yitirilen kimin adıydı
bir aşktan diğerine kaç saatte gidiliyordu
soyulur muydu kabuğu hayatın
yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?

yağmur şehre bir yağdı, ben ağladım

ben giderken en çok seni götürdüm
aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası

ben sevmeyi beceremedim
belki de sevilmeyi
benim sevmeye engel evcil acılarım vardı


ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
ben şehre ağladım, bir yağmur yağdı
ben bir ağladım, şehre yağmur yağdı
ben, yağmur, ağladım...


Yılmaz Erdoğan

Elmas

Komurle kapliyken cok da degerli gibi gorunmez. Hoyratca kullanilabilir ya da firlatilabilir. Siradandir, elinize ilk aldiginiz an samimi olabilirsiniz cunku gundelik bir degeri vardir ve kendiniz olabilirsiniz. Sizi begenmesini, istemesini ya da sizde kalmasini arzulamazsiniz.

Oysa islenip, duzgun kesim yapildiginda elmasa donusur. O zaman elinize aldiginizda sizin icin cok degerlidir. Cok dikkatli tutarsiniz hatta cogunlukla uzaktan bakip seyredersiniz. Sizin olmasini istersiniz, sirf size yakissin diye en guzel tavrinizi takinir, en guzel makyajinizi yapar ve en guzel kiyafetlerinizi giyersiniz. O size alisincaya kadar, sizi kabulleninceye kadar kendiniz gibi davranamazsiniz. Kasilir ve en iyiyi oynamaya calisirsiniz.

Gercekten hoslanilan kisiyi buldugunuzda da binlerce komur arasindan elmasi bulmus gibi olur, uzaktan izlemeyi tercih edersiniz. Cunku oyle degerlidir ki asla sizin olamayacakmis gibi gelir. Asla sizi gormeyecek, sizin ona baktiginiz gibi bakmayacakmis gibi gelir. O an kendinizi basit bir cakil tasi gibi hissedersiniz. Elmasin kendi parlakligindan asla goremeyecegi kadar sonuk ya da elmasi ellemekten korkan bir culsuz gibi… Oysa sadece bir elmastir. Sadece iyi kesim yapildigi icin degerlidir, yerin altindan cikarilmis bir komur parcasi..

Cuma, Kasım 07, 2008

Sensiz Kalacak Bu $ehir



Biliyorum bir gün bir gemi gelecek
Bu sensiz limana ama o gelene dek

Sensiz kalacak bu sehir
Sensiz kalacak bu liman
Sensiz batacak bu günes

Biliyorum bir gün bir gemi gelecek
Bu yalniz limana ama o gelene dek

Sensiz kalacak bu sehir
Sensiz kalacak bu liman
Sensiz batacak bu günes

Ta ki o gelene kadar
Gökten yildiz toplayacagim
Senin o salkim salkim saçlarina
Isil isil bir taç yapmak için

Sensiz kalacak bu sehir
Sensiz kalacak bu liman
Sensiz batacak bu günes

Sensiz atacak bu yürek
Sensiz yanacak sigaram
Sensiz solacak bu güller

Badem

Gunlerden Bir Gun

Bi haftanin daha sonuna gelmis bulunuyorum. Nasil da hizli geciyo zaman, vizeler yaklasiyo :( Vizelerin yaklasmasi beni en son ilgilendiren durum gibi gorunuyo bu aralar, hayir baska ilgilendiren durumlarda cok yok acikcasi :) sadece ilgilenmeyi istemedigim icin oyle :) Son aldigim kitaba iyice sarmis durumdayim, cok akici ve icine cekiyo hikaye insani. Bitirince anlatirim uzun uzun :)

Bu arada 27. Istanbul Kitap Fuari'nin son iki gunu. 9 Kasim, Pazar gunu yani son gunu gitmeyi planliyorum ama bakalim belki yarin gidebilirim. Fuar, bu sene "1968: 40 Yıl Önce, 40 Yıl Sonra" temasıyla duzenlendi. Gidip gorursem anlatirim :)

Okul hakkinda anlatacagim pek bir sey yok bu hafta. Bugun ilk derse yetisemedim uyuyakalmisim da :) zaten 4 saat ders vardi, 3 saatine girip geldim. Erkenden eve geldim cunku cok yorgundum hala da yorgun oldugumu soyleyebilirim :)

Buraya yazayim ki kafama girsin iyice.. Artik Sahan yok, bitti, gitti tamamen.. Bugun anladim artik, mutluyum, huzurluyum (:

Az sonra koca bi kase patlamis misir esliginde film izlicez ailecek. Hangi film bilmiyorum henuz :)

Sonra gorusmek uzere diyim ;)

"Zamansiz gidermisim, yarim birakirmisim, sonlari sevmezmisim"

Kim? Ben mi?

Yok canim daha neler ;)

Çarşamba, Kasım 05, 2008

-di' li gecmisten tek yaram

Merhaba yine :)

Guzel bi Carsamba gununden sonra bilgisayara kavusmusken bloguma bi ugrayayim dedim :)
Oncelikle dunden bahsetmek istiyorum tam tarih olarak 4 Kasim 2008/ Sali gununden yani :) Eveeeet, dun dersimin gec baslamasini ve babaminda karsiya gececek olmasini firsat bilip, yarina (yani bugune) lazim olan kitabimi almak icin annemle Kadikoy'e gectik.

Benim amac belliydi zaten kitabi almam lazimdi, annem de pazara bakmak istedi :) 3 saat sureyle Kadikoy'un altindan girdik ustunden ciktik tabir-i caizse :) Alisveris sonrasi okula gecmeyi planladigim icin cantama defterleri koymustum ve butun gun oldurdu beni resmen cantam :( birde ustune posetler eklendi :( Omzum ve kollarim hala agrimakta.. Sonra annemle oturup yemek yedik ardindan oturup Turk kahvelerimizi ictik, tadi damagimda kaldi :) cidden kahve cok guzeldi tekrarlamak lazim. Babamla gorustuk donuste bir saat daha beklersek bizi alabilecegini soyleyince annemle oturup bekledik.

Iste her sey bu anda oldu.. Bi kozmetik dukkanindan ciktik, banklara dogru yururken birkac adim otemde, bir anda, Ersin'i gordum.. Inanamadim once ama iyice bakinca onun oldugunu anladim. Yanimda annem, onumde Ersin.. Ersin durup beklemiyo tabii ki (keske beklese) telefon kulagindaydi ve onumden gecip gitti.. Bakakaldim ardindan.. Ilk defa dun yasamisimdir herhalde bedenim annemin yanindaydi ama ruhum Ersin'le gitti..

Cok kotu oldum bi anda.. ne olduysa.. alti ustu onumden gecti gitti ve o beni gormedi bile ustelik donup bakmadi bile.. Cok acayip coook...
Ersin'i Istanbul'da ilk gorusum bu, aslinda Ersin'i ilk gorusum bu demek daha dogru..
Neyse .. Daha fazla bahsedersem hic sonu gelmez bu yazinin..

Bugun, Buyukbabam memlekete yani evine gitti; saglikla, huzurla ve mutlulukla ugurladik onu. Daha dogrusu annemle babam ugurladi. Sabah 9 da dersim vardi saolsun babam birakti okula. Ben sabah vedalastim yani buyukbabamla, gule gule gitsin :) Aksam cikista babamla bulustuk ve canimcimin okuluna gittik. Bi problem vardi hem de degisiklik olsun diyerekten :) annem evde oldugu icin yemegi disarda yemedik, paket yaptirip eve geldik. Bu arada Canimcim Uykusuz'unu aldi bende yeni bir kitap aldim :) Adi, Penceremden Gokyuzune Sarkarken Ask. Yazari Murat Kefeli. Okumaya baslamayi dusunuyorum. Anlatirim daha sonra. Simdi gidip dinlenmeli, cay icmeli ve yarin ki stajima dinc gitmeliyim (gidebilmeliyim) :)

Daha sonra gorusmek uzere ;)
Not: Kadikoy fotografi dune ait degil :) ve banada :)
Not 2: Basligin sebebi Ersin'dir.. ve sarkininda..


Pazartesi, Kasım 03, 2008

Here With Me

i didn't hear you leave,
i wonder how am i still here,
i don't want to move a thing,
it might change my memory
oh i am what i am,
i'll do what i want, but i can't hide
i won't go, i won't sleep, i can't breathe,
until you're resting here with me
i won't leave, i can't hide, i cannot be,
until you're resting here with me

i don't want to call my friends,
they might wake me from this dream
and i can't leave this bed,
risk forgetting all that's been
oh i am what i am,
i'll do what i want but i can't hide
i won't go, i won't sleep, i can't breathe
until you're resting here with me
i won't leave, i can't hide, i cannot be,
until you're resting here with me.

Dido


Her seyin bir bedeli var Kemal!


Super bu yahu :)

Pazartesi idi

Okulda bir pazartesini daha bitirmis bulunuyorum. Artik kafam rahat, telassizim, gereksiz atraksiyonlarda bulunmuyorum. Akillandim sanirim :) Her seyin bi zamani var ya hani zaman gosterir eminim bize egriyi, dogruyu.. Bekleyip gorelim bakalim :)

Reklam dersinden onemli bi odevim var, ilk defa icimden gelerek yapmak istiyorum :) Dogru, duzgun bir seyler yapsam iyi olacak.
Senaryo dersinde yaratici calismalara katilmamistim, cuma gunune kadar 3 urunle ilgili yaratici fikirler bulmam lazim. Gecen hafta aldigim kitabi okumaya baslayacagim bu aksam, yarari olur diye umuyorum :) Bulacagim fikirler begenilirse yazarim buraya :P

Yarin okul cikisi Kadikoy'e gitmeyi dusunuyorum, hukuk kitabini bulamadim bizim buralarda. Kuzuma sormustum bende Kadikoye baksin diye, bakmis saolsun ve bulmus :) Yarin es'le birlikte gecmeyi dusunuyorum Karsi'ya.

Cuma gunu, yine eski mevzular gundeme geldi Yalcin'la . Anlamadigim seyse normalde nerdeyse hic konusmuyoruz ve bir isim yuzunden aramizda hic sogukluk yokmus, eskisi gibiymisiz gibi (?) konusmaya basladi. Bi de kadinlari anlamak zordur derler! Ve su an yine konusmuyoruz.. Anlayan beri gelsin! Ne yapmami bekliyo bilmiyorum ki...
Sinirlendim durup dururken yaa guluyorum kendime :))

Simdilik bu kadar sanirim, sonra gorusmek uzere ;)

Yorulduk mu ne?

Merhaba :)

aslinda cok uykum var fakat uyumamakta direniyorum yine :) cok yorgunum, felaket yorgun hissediyorum kendimi ustelik sirtim ve bacaklarimda cok agriyor ama mutluyum :) Umarim tum yorgunluklar boyle mutluluk verici olur ya da ne bileyim yorulmak bile mutsuz edemez kimseyi umarim (sacmaladim mi ne:)) bugun pazar oldugu icin daha dogrusu dun, buyukbabamin yanina gecmis olsun dileginde bulunmak icin bircok insan geldi. Hepsiyle ayri ayri ilgilenildi, yemekler yendi, caylar icildi, gidenler ugurlandi, gelenler karsilandi. Kalabalik, mutlu, yorucu bi gundu. O kadar kosusturmaca icinde Babam'da bu aksam gidecekti. Aksam 8 bucuk gibi cikti evden, K. Dayimlar birakacakti onu havaalanina. Hep birlikte ugurladik babami, icimiz biraz buruk.. Sonra kalan misafirlerde gittiler ve bizimkilerle birlikte yemek yedik tekrar ve cay ictik. Amcamlarda gittikten sonra sakinler gibi olduk bi ara ve annemin telefonu caldi, arayan babam. Ucagi kacirmis :) Geri geldiler su an icerde oturuyolar :)) Yasadigimiz her an, aldigimiz her nefes bir mucize aslinda..

oyle degil mi? :)

Pazar, Kasım 02, 2008

Gördüğüme Sevindim

gormesem daha iyiydi seni orada o gece
aradan yillar gecti, silinmedin hafizamdan
her gece gibi bir geceydi seni gorene kadar
birer birer ciktilar yerlerinden hatiralar
hatiralar, unutulmaz..

duygularima esir oluyorum seni gorunce
insan bin kere mi yaniyor bir kere sevince
ruh bedenden ayriliyor cekimine girdim
bir kere daha yandim ama canim, gordugume sevindim..
(bin kere daha yanarım sana canım gördüğüme sevindim)


Grup Gündogarken

Seni Kendime Sakladım


onu bunu bilmem anlamam
kim ne derse desin lan
arkanızdan yol almam
onlar ister darılsın
isterlerse barışsın
onu bunu bilmem karışmam
kim ne derse desin lan
ben alınıp satılmam
onlar ister alınsın
isterlerse satılsın

seni kendime sakladım
hepsini ben hesapladım

onu bunu bilmem anlamam
kim ne derse desin lan
işte meydan işte can
onlar ister kapışsın
isterlerse barışsın

seni kendime sakladım
hepsini ben hesapladım

Duman

Cumartesi, Kasım 01, 2008

Kızkulesi



Karanlıktan korkan çocukların
müzik kutusudur Kız Kulesi
kapağı açıldığında
dansa başlayan balerin
hınzır martıların şakalarıyla
ıslanır elbisesi

Vapur dumanından bir bulutun içinde
kanlı dağlara yakamoz gönderir Kız Kulesi
üzülmelerini istemez
kürt çocuklarının yıldızsız gecelerde

Köşesindeki mavi bir iskemlede
duvarına yasladığı bisikletlerin
kiralanmasını bekler
şaşkın bir ihtiyar
ve çoraplarına gizlediği
yasak şiirleri
ele vermemek için
Kız Kulesi'nin eteklerini uçuşturmaz rüzgar
Boğaz'dan geçen gemilere engel olmasın diye
İstanbul'un saçlarını toplayan
beyaz bir tokadır Kız Kulesi
açmak isteyen şarapçılar
Salacak'tan uzanayım derken düşerler denize

Başında beyoğlu sarhoşluğuyla
izin dönüşü ocağa gider
bir maden işçisi ki
fener yerine aydınlatır yolunu
elinde tuttuğu Kız Kulesi

Şiir: Sunay Akın
Fotoğraf: Mustafa Dedeoglu

Takvim

"pişman çok pişmanım esasen
ama çok korkuyorum ya reddedersen
gururdan mı nedendir artık
e sen gel kendini alt edersen"

son zamanlarda en cok dinledigim sarki budur herhalde..

pisman olmak verdigimiz kararlardan, her seyin daha farkli olabilecegini fark etmek..

soz biter.. ben kalirim geride..

Cuma, Ekim 31, 2008

Buyukbabam

Zaman akip gidiyor..

En son gorusmemizin uzerinden hayli zaman gecti. Gelismeler, degisiklikler de var elbet.. Son yazimi Buyukbabami arayayim diyerek bitirmisim ama aramayi yine de unutmustum.. Buyukbabam gecen cumartesi gunu rahatsizlandi ve annem, babam, halamlar ve amcam memlekete gittiler. Cok korktuk hepimiz. Kotu bi gundu neyseki gecip gitti (cok sukur). Su an buyukbabam burda ve sagligi duzelmis durumda. Ben kendimi cok kotu hissediyorum, o kadar zaman aklimdaydi ve gun icinde bircok seye vakit bulup, unutmazken bi telefon acmayi, sesini duymayi unutuyorum. Nasil bi insanim ben? Ya bi daha sesini hic duyamasaydim.. Soylenecek cok soz yok aslinda.. neyseki sagligina kavustu canim dedem Allahim onu bize bagislasin..
Bunu yazayim, unutmayayim, bir daha boyle bir sey yapmayayim diye yaziyorum bunu.. Hem buraya hem aklima..

Salı, Ekim 21, 2008

Ride Of Your Life

Bugune guzel bi sarki ;)

Wishing on a shooting star
But dreams alone won’t get you far
Can’t deny your feelings anymore
The world is waiting right outside your door
What are you waiting for

Come on, here’s your chance
Don’t let it slip right through your hands
Are you ready for the ride of your life
Your dreams are riding on the wind
Just reach out and pull them in
And get ready for the ride of your life

In your heart you know what you must do
You only got yourself to answer to
Don’t let fear of falling hold you down
Your spirits flying high above the clouds
You’re glory bound

Come on here’s your chance
Don’t let it slip right through your hands
Are you ready for the ride of your life
Your dreams are riding on the wind
Just reach out and pull them in and
Get ready for the ride of your life

You're on your way no looking back
There’s no future living in the past
You’re free at last yeah
You’re free at last

Come on here’s your chance
Don’t let it slip right through your hands
Are you ready for the ride of your life, yeah
Your dreams are riding on the wind
Just reach out and pull them in and
Get ready for the ride of your life
The ride of your life

Come on, come on, get ready
Yea, yea, yea
Your dreams are riding on the wind
Just reach out and pull them in
Get ready for the ride of your life


Oliver James

Bi gun daha

Su an bi an once yatip hemen uyumak istiyorum blog :(
Staj dosyami hazirlamam lazim, aslinda pek zor bi seyi yok ama ders calismamaya, okuldan geldikten sonra rahat rahat oturup uyumaya alistigim icin olsa gerek cok zoruma gidiyo :(
Madem bilgisayar basina gectim en azindan bloguma bugun hakkinda bi seyler aktarip oyle gideyim dosyamin basina :)
Oncelikle efendim, bugun 4 saat dersim vardi ve gec basliyordu ki ben cok mutlu ve de memnunum bu gec baslama hadisesinden dolayi :) es'lerle kahvalti yapicaz demistim ama sabah bi degisiklik yaptim ve bizimkilerle kahvalti yaptik. Neyse ki es'ler de toklardi bi problem olmadi yani :) Bahcede oturup cay ictik bizde hep birlikte. Ilk dersin sonunda Kavi geldi yanima ve bi sey konusucam bi gelir misin dedi, bende gittim tabii.. once ciddi bi sey sanmistim neyseki degilmis :) (en azindan bence) hazirlik donemindeki bi arkadas hakkinda bi seyler soyledi, bu arkadasla bizim es darilmislardi birbirlerine, kavi de bunlari baristiralim dedi bugun. Olayin ilgilisi ben olmadigim icin benim icin sorun olmadigini soyledim ama ekstra bi caba gosterecek degilim acikcasi.. ne yaparlarsa kendi aralarinda halletsinler bence.. ne ise biz kavi ile konusurken Oktay gecti yanimizdan.. aslinda okulda olmamasi lazimdi ama okuldaydi (kafa karistiracak ya) takilmiyim diyorum ama yapamiyorum sanirim.. donup dolasip yine ayni yere geliyorum :(
Okul cikisinda dosyami imzalamasi icin patronumu aradim, saolsun geldi okula kadar imzaladi dosyami. Cikista es'le birlikte bekledik. Canim es'im saolsun yalniz birakmadi beni :) Iyi dostlara sahip olmak harika bi duygu :) Yaklasik yarim saat cikista bekledik fakat algida seciciligim yine bi ise yaramadi cunku goremedim Sahan'i :( Ya okulda degildi ya da erken gitti bilemiyorum.. Yani bugunum gormek istediklerimi goremeyerek, gormek istemediklerimi ise gorerek gecti ozetle :) ne cumle kurdum ama :P Yarin dopdolu bi gun daha beni bekliyo, ertesi gunde stajim var ustelik.. aman yarabbi :) Yarin buyukbabami aramam lazim, ne zamandir aklimda firsat olmadi bi turlu, arayip sesini duyayim bi degil mi :)
Sanirim benden bu kadar, gidip dosyami doldurucam ve ardindan uyumayi deniycem..
Gorusmek dilegiyle diyorum, esen kal ;)

Pazartesi, Ekim 20, 2008

Sone 116

Hoscakal! Bana dusmeyecek kadar pahalisin simdi;
Ustelik sen de farkindasin herhalde bu isin.
Degerinden gelen haklar bagimsiz kiliyor seni,
Hic hukmu kalmadi artik sendeki senetlerimin.
Iznin olmadan nasil tutabilirim ki ben seni?
Hem hak ediyor muyum boyle bir serveti acaba?
Yok, bu armagana layik gormuyorum kendimi,
Uzerindeki haklarim da boylece geri donuyor sana.
Degerini bilmiyordum, kendini bana verdigin zaman,
Ya da sen yanlis taniyordun kendini verdigin kisiyi;
Iste bir yanilgi sonucu verdigin o muhtesem armagan,
Yanlislik ortaya cikinca, sahibine donuyor geri.
Bu ruya surdukce mutluluktu sahip olmak sana,
Uykumda kraldim, oysa bir hicim uyandigimda.
W. Shakespeare

Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman



dilimde sabah keyfiyle yeni bir ümit türküsü
kar yağmış dağlara, bozulmamış örtüsü
rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
ihlamurlar çiçek açtığı zaman

ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
dağlar çivilendikleri yerlerde çürümeden
bebekler hayta hayta yürümeden
geleceğim diyorum, geleceğim sana
ne olur kesin bir takvim sorma bana
ihlamurlar çiçek açtığı zaman

beklesen de olur beklemesen de
ben bir gökkuruşum sırmalı kesende
gecesi çok süren karlar buzlar ülkesinde
hangi ses yürekten çağırırsa seni bana
geleceğim diyorum, takvim sorma bana
ihlamurlar çiçek açtığı zaman

bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine degdi
sevda duvarımı aştım, sendeki bu tılsım neydi?
başka gezegende de olsan dönüşüm hep sana
kesin bir gün belirtmem, ne olur takvim sorma bana
ihlamurlar çiçek açtığı zaman

eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
yaralarıma en acı tütünleri saracağım ben
yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden
gemileri yaksalar da geleceğim sana
on iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
ıhlamurlar çiçek açtığı zaman

bak işte notalar karıştı, ezgiler muhalif
hava kurşun gibi ağır, yağmur arsız
ey benim yeni alfabemdeki kadim elif
ne güzellik, ne tad var baharsız
güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
geleceğim diyorum biraz mühlet tanı bana
ihlamurlar çiçek açtığı zaman

ihlamur çiçek açtığı zaman
ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
kimseye uğramam ben sana uğramadan
kavlime sadığım, sadığım sana
takvim sorup hudut çizdirme bana
ben sana çiçeklerle geleceğim
ihlamurlar çiçek açtığı zaman


Bahaettin Karakoc

I Decide

Bir baska sarki ile devam edeyim madem :)

Lindsay Lohan / I Decide

Don't think that you can tell me what to think
I'm the one who knows what's good for me
And I'm stating my independence
Gonna take the road I'm gonna take
And I'm gonna make my own mistakes
It's my life
I decide

I decide how I live
I decide who I love
Choice is mine
And no one gets to make my mind up
I decide
I decide where I go
What I need
Who I know
I'm the one who's runnin' my life
I decide
I decide

Don't think you're ever gonna hold me down
Couldn't do it then can't do it now
I'm kickin' down all the fences
I'm gonna do it all and do too much
And if I mess the whole thing up
It's my ride
I decide

I decide how I live
I decide who I love
Choice is mine
And no one gets to make my mind up
I decide
I decide where I go
Where I sleep
Who I know
I'm the one who's runnin' my life
I decide
I decide

I'm taking my own chances
And I'm finding my own answers
I'm only answering to me
And that's the way it's gonna be
I decide
Oh yeah
I decide
I decide

I decide how I live
I decide who I love
Choice is mine
And no one gets to make my mind up
I decide
I decide where I go
Where I sleep
Who I know
I'm the one who's runnin' my life
I decide
I decide

I decide how I live
I decide who I love
Choice is mine
And no one gets to make my mind up
I decide

You Sang to Me

Bir de sarki ile susleyeyim bugunu :))

i just wanted you to comfort me
when I called you late last night you see
i was fallin' into love
oh yes, i was crashin' into love
oh of all the words you sang to me
about life, the truth and bein' free yea
you sang to me, oh how you sang to me

girl i live off how you make me feel
so i question all this bein' real
cuz i'm not afraid to love
for the first time i'm not afraid of love
oh, this day seems made for you and me
and you showed me what life needs to be
yea you sang to me, oh you sang to me

all the while you were in front of me i never realized
i jus' can't believe i didn't see it in your eyes
i didn't see it, i can't believe it
oh but i feel it
when you sing to me
how i long to hear you sing beneath the clear blue skies
and i promise you this time i'll see it in your eyes
i didn't see it, i can't believe it
oh but i feel it
when you sing to me

just to think you live inside of me
i had no idea how this could be
now i'm crazy for your love
can't believe i'm crazy for your love
the words you said you sang to me
and you showed me where i wanna be
yea you sang to me, oh you sang to me


Marc Anthony

sarkiyi eklemistim ama hata verdigi icin kaldirdim, dogru duzgun calisanini bulunca eklerim :))

Yeni Sablon :)

Blogu acinca hatirladim sablonu degistirdigimi :) Dun gece cok uykum vardi, uyumadan degistireyim dedim sonrasinda ne yaptim farkinda degildim (madem farkinda degilsin niye ugrasiyosun dersen verecek bi cevabim yok:)) Neyse iste bugunde acip bakinca fark ettimki cok guzel olmus :) Sahsen, ben, kendim cok begendim :P Hadi hayirli olsun diyorum :)

Bugun o kadar yogun bi gundu ki resmen basim agridi derslerden.. Dun gece bahsettigim uzere ilk ders Senaryo idi ve hocamiz hala ayniydi :( Dinlemeye daha da onemlisi anlamaya calisicam diye kendime soz verdim ama yok, olmuyo.. Gerci sabah erken kalkmama ragmen gec kaldim yine :( Kosa kosa girdim resmen sinifa ve hemen derse basladi caanim hocamiz.. Not almak icin kagit-kalem cikardim bende fakat o da ne? Hicbir sey yazamiyorum, cumlenin sonunu kendi mantigimla bitiremiyorum.. bu durumu fark edince sadece dinleyeyim daha yararli olur diye dusundum ve dinlemeye basladim fakat yine muvaffak olamadim.. Sozun ozu; senaryo dersinden hicbir sey anlamadan girip cikiyoruz sinifca :) vizelerde alicaz boyumuzun olcusunu :)

Burger'da yedik bugun ogle yemegini kizlarla.. Yan masada bazi arkadaslar daha vardi, bilmiyorum neden rahatsiz oldum yemek yedim mi yemedim mi bilmiyorum hala :) Okula donerken algida secicilik kendini gosterdi ve amacima ulastim :P

Fotograflarimi da aldim gelirken, annem cok begendi :)) dolabin uzerindekini yerini aldi hemen :)

Yarin 12'de basliyo dersim ama erken gitmeyi planliyorum. Kahvalti yapicaz es'lerle :)

Gorusuruz sonra, esen kal ;)

Pazar, Ekim 19, 2008

Gülümse


Bugun yapmayi dusundugum seyleri yapmis olmanin hakli gururu icindeyim :) Staj dosyam hazir sayilir, fotograflarimi yarin okuldan gelirken alicam ve saclarimda hazirlar :) Daha ne olsun :P

Yeni bi hafta, yeni dersler, yeni konular, yeni deneyimler.. Yasayip gorelim bakalim.. Yarin sabah 1 saat daha erken uyanmam gerekecek cunku es'le kahvalti yapicaz okulda, malum pazartesi, herkes okulda :) yarin ilk 2 saatlik ders-reklam senaryosu- fazlasiyla SIKICI :( aslinda reklamcilik derslerine karsi daha ilgiliyim ama bu dersi dinlemek cok zor, kendini zorlayip dinlemeyi denesen takip etmek cok zor :( kasim sonunda vizeler basliyor ne yapariz bilmiyorum.. Ders notlari elime gectiginde daha iyi anlarim, en azindan okuyunca anlar yani insan diye dusunuyorken ben, sevgili hocamiz dalga gecer gibi oyle bi not gondermis ki maile inanamazsin.. okudum, okudum hicbi sey anlamadim :( yarin kendimi zorlayarak anlamaya calisicam ve ciddi ciddi not tutmayi denicem.. senaryo bu dersin tam olarak neresinde cozmem lazim :))

Yarin annem, narin annemle doktora gidiyor. Ben ondan daha cok korkuyorum.. umuyorum ciddi bi problem yoktur..

Gelen gunun ne getirecegi belli olmaz degil mi, bekleyelim de gorelim bakalim :)

Cumartesi, Ekim 18, 2008

Karika :)



Benim Hala Umudum Var!

Bir ömrün en uzun süreli ve belki de en sıkıcı eylemi büyümek. İnsan büyüme sürecini kaç yaşında tamamlıyor? Ben hala sonunu göremiyorum. Oysa büyümekte olduğumu gösteren pek çok belirti var. Çoktandır değiştiremeyeceğim şeylerin varlığını kabul ettim. Artık daha az şaşırıyorum, çok daha az "neden?" diyorum (hayret etmekten ne zaman vazgeçtim?). Bundan da beteri değiştiremeyeceğim şeylerin iyi yönlerini bulmaya çalışıyorum.

Yeni bir dönemeci göğüslemeye hazırlandığım şu günlerde yine deliler gibi korkuyorum . İçine yerleştiğim bir düzeni bırakıyorum. Bazı şeyler artık eskisi gibi olmayacak. Başka insanları tanımayı seçtim. Göze aldıklarım beni mutlu edecek mi? Bil-mi-yo-rum. Bu deli cesaretimle hırçın inatçılığımı ne kadar sürdürebilirim? Bil-mi-yo-rum. Tam köklenmeye başlamışken beni alıp yine uzaklara atacak bu sorumluluğu istiyor muyum? Bil-mi-yo-rum. Şu yetişkin kuralları yüzünden yanıtlamak zorunda olduğum yüzlerce soru... Cevabı kendim bile bilemezken... Uyuyamıyorum!

Yüzleşmek istemediğinde bütün sorularını toplayıp başka bir semte, başka bir kente, başka bir ülkeye kaçıyor insan. Uzun zaman önce olduğu gibi başka birisi benim yerime karar versin, ne yiyeceğimi söylesin, beni şımartsın diyor. Bense bunlara inanamayacak kadar yaşlı hissediyorum. Yine de ayak diretiyorum.

Hala elma şekerini, pamuk helvayı, çikolatayı çok seviyorum. Gülmeyi unutmuyorum, unutturmuyorum. Sabahın köründe üşenmeden uyanıp çizgi film izliyorum. Sinir olduğum adamların fotoğraflarına kötü bıyıklar çiziyorum. Kedimi kızdırıyorum, onun topunu çalıp oynuyorum. Güzel yemekler yapıyorum, dostlarımla yiyorum. Herşeyden çok DÜŞlerime tutunuyorum. Kitapları, insanları, hayvanları okumayı öğrendiğim gibi kenti, yapıları okumayı da öğrendim. Onların hikayelerini anlatmaya devam ediyorum. Seslerin olmadığı bir yerde dillerini çözüyorum. Bir taş yığınının ötesindeki yılları, onlara karışmış yüzleri sayıyorum. Ve eğer mümkünse o yılların hatırına tüm bu yaşanmışlığı biraraya getiriyorum. Gizliden gizliye aldığım şu minik gücü saklamak içimden gelmeyecek...

Farkındayım kendi kendime gülümsemem garip karşılanıyor. Bir köprüden geçiyorum yürüyerek, yüzüme güneş vurmuş. Hava o kadar güzel ki sanırsın bir yüzyıl sürecek. Varsın deli desinler bana. Ben içimden bağıra çağıra şarkı söylüyorum: benim hala umudum var...

Cuma, Ekim 17, 2008

17 Ekim

Bugun annemle babamin evlilik yildonumleriydi. 27. yili da geride biraktik hep birlikte :) Allah daha nice yillar hep birlikte, saglikla kutlamayi nasip eder insallah..

Ayrica bugun ilk go-kart denememi gerceklestirmek uzereydim ki top direkten dondu :) Neyse ilerleyen gunlerde -derslerden firsat bulursak- gerceklestiririz kismetse ;)

Bugun hazir disardayim, dersim erken bitmis, yapacak daha iyi bi isim yokken gittim staj olayimi hallettim. (Cok akilliyim cok:)) En azindan pazartesi gunu rahatlamis olurum.. Randevu olmadan gittigim icin benim islemi yapacak olan arkadas (Müdür:)) yerinde yoktu ve bana yarim saat kadar beklemem soylendi. 30 dk. yine iyi bi sure diyerek bekledim tabii.. Once nerede bekleyecegimi bilemedim sonra cok guzel bi yer buldum kendime, sansli gunumdeydim sanirim :) Oturdum golgelik bi yere ki 17 Ekim olmasina ragmen hatta 2 gun once yagmur yagmasina ragmen bugun fazlasiyla sicakti diyebilirim. Sabah evden cikarken Canim'in PSP' sini yanima almistim, taktim kulakligimi dinledim muzigimi.. sessiz, sakin bi yerde, gelip gecen insanlari izlerken.. O yarim saat cok iyi geldi. Hem dinlendim hem de ilginctir hicbi sey dusunmedim.. Cok rahattim yani :) Sonrasinda gittim ve islemim yapildi, su an staj yeri hazir olan bi stajyerim :P Bakalim Persembe gunu baslayacak, bilmiyorum nasil olacak?

Aksam, yildonumunu Canim ve Herseyim'le kutladik. Once guzel bi yemek yedik, sonrasinda da tatlilarimizi ve evimize geldik, bi yili daha geride birakarak.. Cok daha guzellerini yasayalim diliyorum :)

Bugunluk yeter sanirim.. Bir baska gunde, bir baska umut'ta, bir baska paylasimda gorusmek dilegiyle.. Esen kal ;)

Perşembe, Ekim 16, 2008

Susarak

Güneş altında söylenmedik söz yokmuş
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi
Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz
Ben de söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde
Hiçbir biçim kalmamış dünyada denenmedik
Ben de susuyorum sevgimi saklayıp içimde...
Duyuyorsun değil mi suskunluğumu, nasıl haykırıyor?
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde..


Aziz NESİN

Sen Söylemeden de Biliyorum

Seziyorum ki kaçacaksın..
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende

Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende

Anlıyorum ki ayrılacaksın
Çok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende

Duyumsuyorum ki yiteceksin
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende

Ayrımsıyorum ki unutacaksın
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende

Nasıl olsa gideceksin
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende..


Aziz Nesin

Acılar Denizi

Ben acılar denizinde boğulmuşum
İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör içindeki o kanlı cam kırıklarını
Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını

Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını
Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
Bir deli rüzgar çıksa, alıp götürse
Yılların içimde bıraktıklarını..


Ümit Yaşar OĞUZCAN

Suskunun Saati

Susar kuşlar
Susar kent
Cadde...
Sokak...
Kurulur suskunun saati

Öpüşleri nasıl da soğuk sevdiğimin
Donup kalmış
Sevda kokanı bile sözcüklerin
Buz tutmuş şiir
Buz tutmuş türkü...
Kurulmuş suskunun saati

Gelinir sonra
Hem nasıl gelinir gör
Devinir tarihsel birikim denizi
Çatlar tohum...
Çatlar zaman..
Kırılır suskunun saati

Gör nasıl kırılır...


Ahmet TELLİ

Çarşamba, Ekim 15, 2008

A Bit of Me - 2

Merhaba!

Bu gece saati 2 yapmis bulunuyorum, bu ovunulecek bi sey mi bilmiyorum =) aslinda cok uykum var hatta gozlerim acimaya basladi yorgunluktan ama ben yinede bi seyler yazmak istedim. Ne gibi seyler bilmiyorum :S A bit of me part 1' den bi farki yok gibi icinde bulundugum ruh halinin.. Aslinda her sey o kadar siradan o kadar her zamanki gibi ki en ufak seylerde umut isigi ariyorum. Her tarafa bakiyorum, gorebilecegim.. Her seyden farkli anlamlar cikariyorum. Degisiklik olsun da ne olursa olsun der gibi.. Ben hep boyle miydim acaba? Bilmiyorum..

Icimde hem tarifsiz bi umut hem koyu bi karanlik.. Ne yapicam ben kendimle boyle.. Anlatayim istiyorum birilerine, kim olursa ama anlatacak hicbi seyim yok benimle.. Var gibiyim yok gibiyim.. karmakarisigim.. Konusmamak, susmak en iyisi gibi gorunuyor gozume.. yalniz oldugunu kabullenmek gerek er ya da gec.. Kabullendim bende..

Cuma, Ekim 10, 2008

A bit of me

Saati 1 yapmis bulunuyorum. Yarin erken kalkmam gerektigi halde niye hala buralardayim bilmiyorum. Yarindan ne bekliyorum tam olarak? Niye net olamiyorum istedigim gibi? Aklimdan bin bir turlu sey geciyor mesela bin bir ayri mi yazilir, bitisik mi? Kafam ufak tefek ne varsa onlarla dolu. Bazen hicbi sey dusunmeyeyim istiyorum. Hicbir sey! Olmuyor haliyle, henuz o kadar yetenekli degilim sanirim =)

Perşembe, Ekim 09, 2008

Parca

Hic bir kriterin, hic bir anlami olmaz ki bu konuda. Insan dedigin her biri bir cesit. Sadece en basta durustluk arar samimi bir insan. Heyecan arar ask dolu bir yurek ama ilgi, alaka falan hepsi insana gore degisir. "Ben nasil davranayim da beni sevsin" den ziyade "ben en dogru nasil ifade ederim kendimi" den gecer iletisim. Nasil yardimci olabilirim sevdigim insana? Nasil tum hayati siir gibi yasar artik? Kizlar nasil erkek ister? Erkekler nasil kiz ister? Yumurta mi tavuktan, tavuk mu yumurtadan yani..

Kış Güneşi


artık çok geç yalvarma
dönüş yok o yıllara
bil ki sana bu son veda
yürekli olmadan
meydan okumadan
yaşanmaz aşk
yanlış zaman
yanlış insan
tutunmak imkansız
bıktım yamalı sevdalardan
yanlış bahar
kış güneşi
yoruldum her bulduğumda
kaybetmekten seni
kıyamete kadar
kapattım kalbimi
azar coşar deli gönül
bu gözler ah neler görür
hasret bana göre değil
özlemin içimde
yine seni büyütür
Tarkan


Amélie


Le Fabuleux destin d'Amélie Poulain

"Paris'te garsonluk yaparak, kendine özgü bir dünyada yaşayan saf, çekingen ve masum bir kızdır Amelie. Annesinin beklenmedik ölümü, babasının soğuk tavırları ve yaşadığı travmalar sonucu, sevimli ve boş şeylerle uğraşarak kendisine eğlence yaratmaya çalışsa da aslında hayatı sıkıcı bulduğu için kendisini son derece yalnız hissetmektedir. Bu kısır döngü Amelie’nin evde bulduğu bir kutuyu ve onun aracılığıyla sahibini keşfetmesiyle birlikte bir anda bıçak gibi kesiliverir... Amelie aşık olmuştur."

Filmin ozeti bu sekilde. Amelie'nin kendine ozgu bi sicakligi var, bu yuzden bu kadar sevildi. Favori filmlerimdendir =)

Black Roses Red

Can I ask you a question please
Promise you won't laugh at me
Honestly I'm standing here
Afraid I'll be betrayed.
As twisted as it seems,
I only fear love when it's in my dreams
So let the morning light come in and let the darkness fade away

Can you turn my black roses red?
Can you turn my black roses red?

Drowning in my loneliness
How long must I hold my breath
So much emptiness inside I could fill the deepest sea
I reach to the sky as the moon looks on
One last year has come and gonne
It's time to let your love rain down on me

Can you turn my black roses red?
Cuz I'm feelin like I'll blame it on love
Can you turn my black roses red?
Cuz I'm feelin like I'll blame in on love
I'm feeling like I'll blame it on love...

Alana Grace

Pazartesi, Ekim 06, 2008

Beni Yak

Git, bir kez daha dene uzaklasmayi.. ama soylemeliyim; basaramayacaksin. Biliyorum en az bendeki sen kadarim ve yine biliyorum basaramayacaksin beni unutmayi.
Dinledigin sarkilarda ben varim, okudugun misralarda, konustugun insanlarda ve bulundugun her anda! Biliyorum, yapamayacaksin. Denesen de cok istesen de olmayacak.

Ben seni coktan unuttum, sen beni unutamayacaksin!