Pazar, Mart 22, 2009

Bazıları

Bazılarımız çok şanslı. Hafta sonu bi anlam ifade ediyo bazılarımız için. Kafa dinleme zamanı, etkinlik, konser, film, sevgiliyle buluşma, arkadaşlarla takılma, aileyle kaynaşma vs.. hatta bazen zaman geçmesin hafta başlamasın der kimilerimiz.. kimileri içinse en kötü zamanlardır hafta sonları. Gidecek yeri, görecek kimsesi olmayanlar için özellikle.. Yaşadığı evde ailesiyle huzurlu olmayanlar içinse cehennemdir hafta sonu. Bazılarımız bilmez hiç bu durumu, yaşamayan bilmez ya. Bazılarımızsa yaşamak zorundadır bu durumu, bilirler zorunluluktan da olsa.

Tek sıkıntısı;
rahat evinde sınava çalışmaması olan bi insan var bi yanda,
kardeşiyle kavga edip evden ayrılma yolları arayan bi insan diğer yanda,
yaşamak isteyipte ölmek üzere olan bi yanda,
her kötü şeyin başına geldiğini düşünüp ölmek isteyen diğer yanda,
umut arayan ama bulamayan bi yanda,
umudu olup yaşayamayan diğer yanda..

gerçek misin yalan mısın dünya?

Özetsel

  • Tuhaf bi şekilde mutluyum bu gece. Hatta mutluluktan çok huzurluyum diyebilirim. Ne zamandır böyle hissetmemiştim. Bugün öğlen 12'de uyandım (güne güzel bi başlangıç :)) sonrasında kahvaltı, temizlik, toparlanma, geçmişi yad etme.. Akşam yemeği hazırlarken halam geldi, hep birlikte yedik yemeğimizi ve benim şahane pilavımı :) Çay içerken dayımla yengem geldiler. Akrabası bol bi gün :)
  • Bugün film izlemeyi düşündüm bi ara sonra ne izleyeceğime karar veremedim ve vazgeçtim. Zaten geç başladım nasıl geçti zaman anlamadım. Pazartesi günü sınavımsımız var. Yarın ona çalışmam lazım :/ Gerçi geçen hafta can hocam saolsun aldım tam puanı :)
  • Elimdeki kitabın bitmesine az kaldı. Uzun zaman sonra bi kitabı bitirebildim, mutluyum, gururluyum :) Geçen akşam Hasret'le Twilight'ı izledik. İyi, güzel, hoştu bence. Nette yapılan yorumlara baktım da kitabı çok beğenmişler bu nedenle kitaplarını okumaya karar verdim.
  • Senaryomu hala yazabilmiş değilim hatta yaratıcı bi fikir bulabilmiş değilim :/ ama çalışıyorum :p
  • Şimdilik bu kadar..
  • Sonra görüşürüz ;)

*Elimin ayarı yok bugün :)

Cumartesi, Mart 21, 2009

Bugün burda Cumartesi

bakışların gittiğin yerden uzak,
yoksa gelirdim
sensiz anlamsızlığımı anladım, dön v.s.
demek için

bugün burda cumartesi,
ben senin saçlarını,
suçlar bakışlarını,
geveze susuşlarını
bile özledim

ayrılık bu söyle sende farklı mı zaman?
aynı soğuk..
aynı hazan..

bugün orda da cumartesi mi
sen de beni,
'benim kadar' özledin mi,
aynalardan kaçarken özlenmeyi beklemek
ne kadar acı,
ne kadar komik..
ve bana ait değil mi?

gülme!
incinirim...

Perşembe, Mart 19, 2009

Love Hurts


tonight we drink to youth
and holding fast to truth
(i don't want to lose what I had as a boy)
my heart still has a beat
but love is now a feat
(as common as a cold day in LA)
sometimes when I'm alone, I wonder
is there a spell that I am under
keeping me from seeing the real thing?

love hurts
but sometimes it's a good hurt
and it feels like I'm alive
love sings,
when it transcends the bad things
have a heart and try me,
'cause without love I won't survive

i'm fettered and abused,
i stand naked and accused
(should i surface this one man submarine?)
i only want the truth
so tonight we drink to youth
(i'll never lose what I had as a boy)
sometimes when I'm alone I wonder
is there a spell that I am under
keeping me from seeing the real thing?

love hurts
but sometimes it's a good hurt
and it feels like I'm alive
love sings
when it transcends the bad things
have a heart and try me
'cause without love I won't survive


Çarşamba, Mart 18, 2009

Yaşamın Riskleri



Gülmek "saf" denme riskini göze almaktır.

Ağlamaksa "duygusal" görünme riskini..

Birine yakınlaşmak "kendini kaptırma" riskini göze almaktır.

Sevdiğini söylemek "sevileni yitirme" riskini..

Düşüncelerini söylemek ise "dokuz köyden kovulma" riskini..

Umutlanmak "hayal kırıklığına uğrama" riskini göze almaktır.

Sevmek ise "karşılık görememe" riskini..

Ama riskler alınmalıdır çünkü hayatın en büyük riski hiç risk almamaktır.

Çünkü yaşamak "ölmek" riskini göze almaktır.

Salı, Mart 17, 2009

Benden, Bizden

10 günlük aradan sonra yine ben geldim :p

aslında anlatacağım çok şey yok, yazayım bunu dediğim bi şey yok, blogu açıp bakasım bile yok :/ yine kısır döngü içine girmiş gibiyim. Okula git-gel, ödev yap, afiş hazırla, müzik dinle..

Televizyon izlemedim ne zamandır ki reklamları izlemeyi severim. Bu sıradanlığın tek yararı sadece bende nüksetmemiş olması.. en azından bi grup arkadaşımla aynı durumdayım :p

Nihayet geçen hafta içinde The Curious Case of Benjamin Button'ı izlemiş bulunmaktayım. Zaten hastayım bi o kadar hassasım izledikçe ağladım, ağladıkça izledim filmi :) Şahsen ben kendim çok beğendim. Gayet etkileyiciydi. Arşivde bulunması gereken filmlerden..

Dün akşam Slumdog Millionaire'i izledim ve hayran kaldım. Aldığı tüm ödülleri kesinlikle hak ettiğine inanıyorum. Senaryo muhteşem, görüntüler süper, oyuncular harika. Çok beğendim. Bu aralar hassas olduğumdan mıdır bilemem bu filmi izlerken de ağladım :) Arşivde "mutlaka" bulunması gereken bi film..

Dün es'den Twilight'ı almıştım bu akşam da onu izliycez canımcımla. Az biraz baktım da kahramanımız hoşmuş, Allah sahibine bağışlasın :p

Bunlar dışında okulda bi dünya etkinlik var. Hatta etkinlikten başımızı alıp derse giremiyoruz desem yeridir. Bu kötü bi şey mi? Bence değil :) Bu hafta İletişim Günleri'miz var. Çok iyi olacak bu konferanslar.

Süper bi senaryo yazmam lazım en az Slumdog kadar :p

Şimdilik bu kadar, sonra görüşmek üzere ;)

Cumartesi, Mart 07, 2009

Stop Crying Your Heart Out

hold up.. hold on
don't be scared
you'll never change what's been and gone
may your smile... shine on...
don't be scared
your destiny may keep you warm.


cos all of the stars are fading away
just try not to worry you'll see them some day
take what you need and be on your way
and stop crying your heart out

get up, come on...
why you scared
you'll never change what been and gone

cos all of the stars are fading away
just try not to worry you'll see them some day
take what you need and be on your way
and stop crying your heart out..


Perşembe, Mart 05, 2009

Bir Zamanlar..

22 yıl önce bugün;
kalabalıktan uzak, sadece birbirini tanıyan insanların yaşadığı küçük bir yerde, karlı bir gecede dünyaya geldim. Bugüne kadar doğum günüm etrafımda bir sürü insanla, kalabalık bir ortamda geçti. Sürpriz yapıldığı da oldu, planı benim yaptığım da.. Hatırladığım kadarıyla da birçoğuna mutlu hatta fazlasıyla umutlu girdim.

Bu sene durum farklı :) Kimseden bir şey beklemiyorum diyordum kendime ama kendimi kandırıyordum sanırım. Beklemişim, bunu şu saatte daha iyi anladım saf mıyım ne?
Es'cim doğum günümü hatırlamamış, sağolsun en azından okulda kutladı. Kavi'cim kutlamadı bile :) Aslında böyle özel gün olayına pek inanan biri değilim ama doğum günü özel gündür yahu. Bu sene bazıları için özel olmadığımı anladığım yıl olsun madem :)

Okuldan sonra kuzen 4'ün yanındaydım, bütün gün film izledik. En süper doğum günü :)

Dün akşam İstanbul Gösteri Merkezi'nde Troya'yı izledik; annem, canımcım, dayımlar, halamlar, kuzenler ve ben. Çok kalabalıktı, koltukları beğenmedim çok dardı ama gösteri muhteşemdi. Anadolu Ateşi'ni izlemediğime pişman oldum. Öncesinde yaşanan karmaşaya rağmen buluştuk ve çok eğlendik. Emeği geçen herkese teşekkürler burdan da :)

Doğum günüme dair küçük bir not daha; Yalçın aradı ve doğum günümü kutladı. Beklediğim insanların yapmadığını Yalçın yaptı. Vay be :)

Fazlasıyla karamsarım bugün. Daha iyimser bir günde görüşmek üzere ;)