Çarşamba, Ağustos 13, 2008

Yürüyorum



Koyu bir kederdeyim
Bir gecenin tam ortasında
Bir yağmurun en dolusunda
Ölüme yenik
Ölüme tutsak
Elim ayağım çıplak
Yürüyorum arkama bakmadan yürüyorum

Tanımadığım bir yerdeyim
Adımdan çok uzakta
Belki kötü bir tuzakta
Patlamaya hazır mayın misali
Fena halde beklemekteyim
İçim zehir zemberek
Bilmem ki yaşamak mı yoksa ölmek mi gerek
Yok, yok aslında bu değildi benim düşündüğüm
Kendime şaşmaktayım
Deniz uzak, yolum kördüğüm
Kendimle savaşmaktayım
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum

Vahim bir yalnızlıktayım
Rüzgarda bahar gülü gibi savruluyorum
Dudaklarımda asi bir küheylan çığlığı
Yıldız alacasında görünmez böceklerin belli belirsiz ıslığı
Ah,ah kim bilir bu kaçıncı yanılgım
Bilmem ki nasıl anlatmalıyım
Aklımda,aklımda hani o birini bırakıp diğerine koşan
Ya yanlış anlaşılan ya da bundan hoşlanan
İnce uzun kız çocuğu
Boynunda kendi elimle taktığım küçücük nazar boncuğu
Sırtında da kahverengi gocuğu
Bakışları ürkek, gözlerinde hep aynı buğu
Yürüyorum arkama bakmadan yürüyorum

Karanlık bir aydınlığa çıkmaktayım
Burnumda kokusu, kulağımda beraber gezdiği insanların uğultusu
Azala azala çoğalmaktayım
Benim sanki bu sokakların yürüyen tek yolcusu
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum

Yürüyorum, arkamda bırakıp yürüyorum

Yürüyorum, yürüyorum, yürüyorum


Kerem Alışık

Hiç yorum yok: